31 Aralık 2016 Cumartesi

Yeni Yıl Yazısı

Sevgili arkadaşlar !
Evetttt geldik 2016 defterini kapatmaya..İyi güzel , mutluluklu hüzünlü , kahkahalı ağlamaklı pişmanlıkların , cesaretin olduğu bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Unirehberlik Twitter hesabını siz öğrencilere ulaşmak için , sorunlarımızı sorularınızı dinleyip bir yol , yön bulmak için , daha pozitif öğrenciler olsun diye açmıştım.Hani size hep Hadi okuyun Yeni Yazı var , yorumlarınızı bekliyorum falan diye çokkk yazıyorum ya , o yazdıklarım benim 4.5 yıllık birikimlerim.Çıkardığım dersler ,umutsuzluklarım ve umutlarım...Bir engelle karşılaştığımızda onu geçmek yerine daha da geri gidiyoruz ya ben de lise ve üniversite öğrencileri için hazırladığım çalışmalarımda öyleydim.Çok fazla engel çıktı karşıma ve hep bıraktım sonra devam ederim dedim ama keşke bırakmasaymışım diyorum şimdi.Çünkü sizin gibi değerli öğrencilerle tanıştım ve daha önceden başlasaydım çok daha fazla kişi olurduk ama olsun artık o da 2017'ye kısmetmiş :)
Unirehberlik - Twitterda o kadar değerli arkadaşlarla tanıştım ve onlar da bana ve yazdıklarıma o kadar çok değer verdikler ki buradan onlara çok çok teşekkür ederim tekrardan :) 900 KİŞİ OLDUK ARTIK.Kimileri takipçilerini artırmak için takip ediyor kimileri de işte onlar en önemliler yazdıklarımı takip etmek için , bir şeyler öğrenmek için takip ediyorlar.Her defasında diyorum mesaj atın mesaj atın mesaj atın konuşalım diye.Atanlarla sohbetimizi ediyoruz ve birbirimizi daha iyi anlamaya başlıyoruz.Bu benim için çokkk önemli bir ayrıntı.O yüzden şimdi bu satırları her kim okuyorsa Twitterdan mesaj atsın :) Ders haricinde dahi olabilir yeter ki bir etkileşim olsun birbirimizi tanıyalım ve birbirimize destek olalım.
 Ben 2016'da yaptıklarım ve yapamadıklarım için pişman oldum , bu sefer çok boşverdim ve her şeyi akışına bıraktım.Ama öyle yapmamak gerekiyormuş , en azından bir yerlerden tutmak gerekiyormuş.Kendim ettim kendim buldum bu noktada ama olsun diyorum yine ders çıkarttım ve gelecekte bunları yapmayacağım diyorum.O yüzden siz de çok çok pişmanlık duyduğunuz şeyler yaptıysanız bırakın onları , yüzleşin onlarla ve artık geride bıraktığınızı söyleyin onlara.Kendinizi sıkmayı bırakın ve yeni şeylere odaklanın.Bu sene bambaşka şeyler yapmaya , korkularınızı yenmeye , kendinizi geliştirmeye , insanlara değer vermeye , kendinizi eskisinden çok daha fazla önemsemeye bakın.Unutmayın ki siz çok değerlisiniz ve siz kendinizi sevdiğinizde ve değerli hissettiğinizde karşınızdaki insanlar da size öyle yaklaşır.
Okulda , sınavda , aile içinde , sevgilinizle , dostlarınızla aranızda kötü ne yaşadıysanız artık geride kaldılar.Şimdi açılmamış bir 365 gün var.Bu günleri en iyi şekilde dolduralım.Daha çok umutlu olalım , daha çok şükredelim ve hem kendimiz hem de ülkemiz adına dua edelim.
Her şey gönlünüzce olsun..
Sevgiler
Gizem

23 Aralık 2016 Cuma

Yine bir sunum anısı...

Hepinize tekrardan merhaba arkadaşlar.Aslında bu senenin son blog yazısını yayınlamıştım amaaaa yaklaşık yarım saat önce yaşadığım bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.Şahsen ben biraz ya sabır demeye başladım J
Şimdi şöyle , İşletme dersimiz için sunum hazırlamıştık.Grup arkadaşlarım da benden 3-4 yaş küçükler.Neyse biz sunumu yaptık , hocamız bize grup arkadaşlarımızı değerlendirmemiz için kağıtlar verdi onlar da tamamdı.Aynı zamanda biz bunları yaparken diğer arkadaşlarımız da sunumlarını yapıyorlardı.Sonra yanımda oturan grup arkadaşım kız bana dedi ki , Gizem hadi sen de ver.Dedim ki şimdi vermeyeyim ders arasında vereyim.Çünkü bir âdap vardır , bir saygı vardır.Birincisi diğer arkadaşlarımız sunumlarını yapıyorlardı ikincisi de öğretmen onları dinlerken ben nasıl araya girip  “hocam bir saniye kağıtları vereyim ama bir de soru sormak istiyorum “ diyeyim ? Ayrıca bir atarlar bir tavırlar... Benim beşinci yılım bu okulda beşinci… Ben saygıyı , hoşgörüyü , davranış şekillerini çok iyi öğrendim.Ama saflığım ve telaşlı tavrım beni çok mu çok aptal gibi gösteriyor da bazı insanlar beni saf zannediyor , beni küçük görüyorlar ?...Cidden üzüldüm çünkü böyle davranışların bittiğini sanıyordum ama yanılmışım.Her zaman karşımıza bizim enerjimizi düşürecek ve bize tavırlarda bulunacak insanlar çıkacak..Sıcak sıcağına yazmak istedim , sizinle paylaşmak istedim… J Ama tabii ki de kafamıza çok fazla şey takmıyoruz ve ilerlememize gelişmemize hayata bakış açımıza bakıyoruz !

Sevgiler


Gizem  

16 Aralık 2016 Cuma

Hi guys ! This is last blog topic !

Hi guys ! Today  ı m writing the last blog and ı m very excited because ı met you via this Twitter account and blog page.I wrote everthing which ı had ideas.I know ı m not  professional but ı really like what ı have experiments.
Anyways today's subject is , never give up.You can have ideas , dreams , targets etc. and when you talk about them , somebody can discourage you.I recommend that listen them but don't change your thinking bacause of them.Never let that they limit your life.Sometimes people say about your ideas ' it is nothing , it s very small and easy' PLEASE DON'T WORRY.Just think about how you can improve them.I have been trying since 2012 and today ı reach you.It wasn't easy and ı faced many problems but ı didn't give up and today ı m here , ı m with you.
Yes ı wanted to write in English and ı know my English is not well although ı m a International Trade student.If you read my other writing you must have idea about myself and know what ı did come to here.
Evet arkadaşlar bugün bir değişiklik olsun istedim ve çat pat İngilizcemle böyle kısa yazı yazmak istedim.Bu yazı  bu senenin son blog yazısı.O yüzden hatırlatıcı olsun diye şunları yazmak istiyorum.Düşündüğünüz , planladığınız , yapmak istedikleriniz ve hayalleriniz her ne ise lütfen ama lütfen yapın onları.Başkalarının umudunuzu kırmalarına izin vermeyin.Yapmak istediklerinizi başkalarına söylediğinizde illa ki biri çıkıp diyecek ki , bu olmamış, bu fikir para getirmez , bu işe yaramayabilir vs vs vs umudunuzu kırıcı şeyler diyebilirler işte o zaman eskisinden daha çok kendinizden emin olun ve eksiklerinizi düşünüp kendinizi yenileyin kendinizi ve düşündüklerinizi geliştirin.Bilmem kaç yüz kişiyiz ama çoğunluğu öylesine takip edenler , takipçi sayıları artsın yeter ki diye düşünüyorlar dimi :) Bunca zaman yazılarımı okuyan arkadaşlarıma , mesaj atanlara çok ama çok teşekkür ediyorum çünkü asıl yardımlaşma , asıl beklenen değer ve samimiyet bu.Ben bunları bekledim.Benim tek yapmak istediğim sizlere ulaşmak , üniversite ve lise tecrübelerimi paylaşıp sizin de o hataları yapmamanızı bir nebze de olsa sağlamak ve daha pozitif öğrenci olmanızı sağlamayı istemekti.Bunu da başardığımı düşünüyorum.O yüzden de İstanbul'da olan arkadaşlarla cidden tanışmak ve onların da hikayelerini dinlemeyi çok istiyorum.Siz beni çok dinlediniz şimdi sıra bende ! Bu senenin son yazısında diyeceğim şudur ki , geçmişe takılı kalmayın ve her gün kendinizi ve düşüncelerinizi nasıl geliştirebilirsiniz onları düşünün. Hayallerinizi çok fazla kişiye anlatmayın ve kötü eleştiriler aldığınızda üzülmek yerine kararlılığınızı konuşturun.

Sevgiler
Gizem

13 Aralık 2016 Salı

Ertelemek ? Bir daha ASLA !

Merhabalarrrrr !

 Yazıya nasıl başlasam nasıl başlasam diye düşünüp durdum ama direkt konuya atlıyorum.Bir şeye başlamak için , yenilenmek için , spora başlamak için , ders çalışmak için , yabancı dil öğrenmek için şunu bunu yapmak için neden illa hafta sonunu ya da Pazartesi'yi bekliyoruz ben hâla bunu anlamaya çalışıyorum.Abartmıyorum , okullar açıldığından beri her Cumartesi ve Pazartesi spora ve sağlıklı beslenmeye başlıyorum geri dönüşü yok diyorum sonra Pazartesi akşamı gelsin karbonhidratlar , yağlar moduna geçiyorum.Neden neden neden kendime hakim olamıyorum ? Benim sorumun cevabı çok kolay çünkü sabahın beş buçuğunda uyanıp akşamın dokuzunda eve geliyorum eee hâliyle gücüm kalmıyor , hafta sonu kendime verdiğim sözlerin yerinde rüzgarlar esiyor.Yok yani yok bir tanesi bile kalmıyor.Sonra bir de ders çalışma mevzusu var.Ben yıllardır Ekonomi ve Muhasebe okuyorum ve evet bu konularda az çok fikir sahibi olayım ama dimi ? Ama ben durumu fazlaca abartarak yaparım ben ya diyerek sınava çalışmamı sona bıraktığım için Kafamı hangi duvarlara vurayım  , duvar getirin bana demeye başladım.Ertelemenin kötü olduğunu bildiğimiz hâlde , sonra yaparım dedikten sonra o sonranın bir türlü gelmemesi ya da geç gelmesinden dolayı sonucun başarısız olmasına neden olduğunu bildiğimiz hâlde neden ama neden erteliyoruz sonraya bırakıyoruz.Bunu düşünecek uzun bir minibüs , otobüs ve vapur yolculuğum sonucunda karar verdim artık zamanımı çok daha iyi hatta baya baya iyi kullanmaya başlayacağım.Bunu da sizinle paylaşıyorum hem hepimize bir motivasyon olur hem de yine cayarsam beni dürtün beni cimcikleyin bana ertelemenin pişmanlık olduğunu hatırlatın. Şaka bir yana ertelemenin bu kadar kötü sonuçlar vereceğini hiç bu kadar düşünmemiştim.Ertelediğim zamanlar geri gelmeyecek ve KEŞKE kelimesi de bana acıdan ve sinir stresten başka bir şey kazandırmayacak.O yüzden yeter artıkınnn.Artık silkelenme vaktidir , artık zamanı iyi kullanma vaktidir , artık seni sen yapan şeyleri bulmanın keşfetmenin vaktidir , artık istediklerini yapman için fırsatlara kapı aralamanın vaktidir , artık saçmalıkları bir kenara itip sana iyi gelecekleri yapmanın vaktidir.Hemen , şimdiye kadar ne kadar sağlıksız şeyler yediysen onlarla konuş ve artık onları yemeyeceğini , sana zarar verdiklerini söyle kendine de ne kadar değerli olduğunu söyle.Kendine spora başlayacağına dair söz ver , ama bak ne diyorum kendine.Ders mi çalışman gerekiyor gece çok mu geç oldu olsun en azından iki sayfa bile çalışsan kârdır.
Konudan konuya atlamanın sırası geldi diye düşünüyorum.Tamam çok da uzaklaşmıyoruz konudan sadece şunu yazmak istiyorum.Başarmak istiyorsanız fedakarlıklarda bulunacaksınız.Bazı şeylerden vazgeçeceksiniz mesele uykunuzdan , mesela hafta sonları gezmelerinizden , mesela kıyafete harcadığınız paralardan , mesela mesela mesela.Emek harcanmadan sınavı kazanabilir miyiz sizce ? Valla ben bunun imkansız olduğunu kendi yaşadığımdan gördüm.Bir ilk yapıp fedakarlık yapmayayım dedim , hepsini bir arada yaparım dedim ama öyle olmuyormuş zaman yetmiyormuş o yüzden hangi şey sizin için önemliyse onu seçiyorsunuz ve diğerlerini azaltıyorsunuz , bekletiyorsunuz ya da vazgeçiyorsunuz.Ve başarmanın çok da kolay olmadığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.Mesela Unirehberlik , ben size ulaşmak için , bu yazdıklarımı okumanızı sağlamak için o kadar çok bekledim ve o kadar çaba saf ettim ki.Ben yazmaya 2012 yılında başladım ve şimdi son bir-iki yıldır belki de en etkili şekilde yazdıklarımı paylaşıyorum sizler de okuyorsunuz.Yazılarımı okuyanlara ve güvenle , samimiyetle geri bildirimlerde bulunan arkadaşlarıma çokkkkkk ama çokkkk teşekkür ediyorum.Çünkü ben burada aslında sizler için uğraşıyorum yani aslında aklımdakiler tam olsaydı çok daha iyi olurdu ama olsun ben sizin için yazıyorum bunları.Çünkü görüyorum , ben 2012'de liseden mezun oldum ve bazı öğrenci tipleri mi desem türleri mi desem ne desem doğru kelimeyi bulamadım ama ben nasıl bıraktıysam okulu , yıllar geçse de öğrenciler değişse de o akıllardaki olumsuz algılar yüzünden öğrenciler yine aynı duygularla okuyorlar ve sonucunda da sizce bırakın ülkeyi kendilerine yeterli olabiliyorlar mı ? Ben burada sadece size kendinizin ne kadar değerli olduğunu göstermeyi ve yaşadıklarımdan yola çıkarak aldığım dersleri sizlerle paylaşarak fikir alışverişi yardımlaşma gibi bir şey yapıyorum...

Kısacası bu akşamki yazınınEr özeti artık yapmak istediklerimizi , çalışmalarımızı , işlerimizi , derslerimizi , ödevlerimizi artık ne varsa onları ertelemiyoruz.Dün geçmişte kaldı , dünü düşünerek hiçbir şeyi değiştiremezsiniz aksine geçmişteki tembelliklerinizi düşünerek daha strese girebilirsiniz.Dünün tembelliklerini , ertelemelerini düşünerek bugünün güzelliklerini görmezden gelmeyin , bugünün verimli saatlerini geçmişte yapmış olduğunuz hataları düşünerek geçirmeyin. , yeniliklere yer açarak geçirin.

Yazıyı beğendiyseniz Twitter'da son yazdığım Profile de sabit olan yazımı beğenebilir ya da yorum yazabilirsiniz , yeter ki okuduğunuzu anlayayım ve size daha çok yardımcı olabileyim.
Sevgiler
Gizem

11 Aralık 2016 Pazar

Sevgili kız arkadaşlarım !

Sevgili kız arkadaşlarım !
Bu yazıyı sadece bize hitap etmek istiyorum.Geçenlerde hem derste bu konuya denk geldiğimiz için hem de konferanslardan oradan buradan tanıştığım insanların çoğunun erkek olmasından dolayı şu düşünce aklımda çok dolaşır oldu ; Bayan çalışan sayımız çok az.
Bunu  şöyle bir geri bir ileri giderek düşünmeye başladım.İlkokul ortaokul lise yıllarımızı hatırlayalım , en baba genelleme vardır kızlar erkeklerden daha çalışkan , kızlar ödevlerini erkeklerden daha iyi ve zamanında yapıyor.Eğitim yıllarımızda böyle olan bizler iş hayatında neden geri plana itiliyoruz ve sadece erkekler o konu her neyse onlar daha iyi yapacaklarmış gibi düşünülüyor ? Neden engelleniyoruz ? Neden başaramazlar ,yapamazlar deniliyor ? Bir diğer şey de şu ; bu erkekleri de kadınlar doğuruyor , onları büyütüyorlar , en zor zamanlarında yanlarında oluyorlar , destek çıkıyorlar , yemeklerini yapıp arkalarını topluyorlar ama iş hayatına gelince ben senden daha güçlüyüm mü oluyor ? Olmasın lütfen !
Sevgili kız arkadaşlarım , biz bu kadar çırpınıp çabalarken atamayız bir kenara çekilemeyiz.Çok daha fazla çalışıp kadınların çalışma hayatındaki yüzdeyi artırmalıyız.Kendimize güvenmeliyiz ! Biz ki yemek yapıyoruz , ev bakıyoruz , çocuklarla ilgileniyoruz , o marketten bu markete poşet poşet ağırlıklar taşıyoruz , bu kadar da okuyoruz okul bitti mi mesleğinizi yapmamazlık etmeyin ! Hatta mezun olduktan sonra kendinizi daha da geliştirin.Kendi ekonomik gücünüzü her zaman elinizde tutun.Karamsar olmayın.Geçmişi değil ileriyi düşünün.Anaç duygularımız ön planda olduğu için daha bir feminen davranabiliriz ama bu işleri daha da önemsememizi sağlamıyor mu aslında ? Daha çok umursamıyor muyuz ? Hadi gösterelim gücümüzü !

Sevgiler
G

30 Kasım 2016 Çarşamba

Yabancı dil çalışma yöntemleri

Kısa bir Yabancı Dil öğrenme yazısı olacak ve bu yüzden madde madde yazmak istiyorum.Aslında ara ara yazdıklarımın içerisinde de vardı bu konular ama tekrarlamakta fayda var :)


  • Arkadaşlar yabancı dil nankördür ve eğer siz onun elini bırakırsanız arkasına hiçç bakmaz , direkt uzaklaşır. Bu nedenle kendinize alışkanlık edinin ve nerede olursanız olun , çalışmaktan , okumaktan vazgeçmeyin.
  • Yabancı dili o dilin geçerli olduğu ülkede konuşarak geliştirebilirsiniz.Eğer uluslararası öğrencilerin olduğu bir üniversitedeyseniz bu da sizin için iyi olacaktır.Ama hem Türkçe hem yabancı dil olunca , zorlanıyorsunuz ve kolayınıza geliyor diye konuşmalarda Türkçe'yi kullanıyorsunuz , bu yüzden de "anlıyorum ama konuşamıyorum" olayı gerçekleşiyor.Ev yaşantınız ne kadar Türkçe olursa olsun , üniversite ve dış çevre aktivitelerinde yabancı dili kullanmanızı öneririm.
  • Kelimeleri yabancı anlamlarıyla öğrenmeye çalışın.Eğer çok çok zorlanırsanız Türkçe anlamlarına bakın.Ayrıca yabancı kelime öğrenirken sadece o kelimenin anlamına bakmayın , eş anlamlısına , zıt anlamlısına çalışın, sıfat-isim-zamir hâllerini de öğrenin.
  • Öğrendiğiniz kelimeleri mutlaka cümle içinde kullanın , yoksa hemen uçar aklınızdan.
  • Sesinizi kaydedin , dinleyin , hatalarınızı fark edin ve düzeltin.
  • Küçücük ufacık not defterleri var , tam da yabancı kelime çalışmak için.Atın çantanıza , aklınıza geldiğinde , trafikte , canınız sıkıldığında açın okuyun.
  • Yabancı diziler , filmler ve şarkılar artık çok bilindik aklımızda olan şeyler zaten :)
  • Şunu söylemek istiyorum yabancılar da dillerini çok çok iyi kullanamıyorlar , grammerlerine çok çok dikkat etmiyorlar.O yüzden kendinizi çok kasmayın.
  • Speaking sınavlarınızda evinize ceviz , silgi , anahtarlık yani artık neyi çok seviyorsanız onu elinize alın.Ben ceviz kullanırdım mesela.
  • Zorlandığım kelimeleri yapışkanlı kağıtlara yazıp , başucumdaki duvara yapıştırıyordum her gün gözümün önünde dursunlar diye :) 
Bunlar benim hazırlıkta yaptığım çalışmalardan kısa kısa örneklerdi , aslında hepimizin bildiği ama yapmakta zorlandığımız şeyler.Umarım işinize yarar :)

Sevgiler 
Gizem 

24 Ekim 2016 Pazartesi

Kendini Hatırla !

Yoğun çalışmaktan unuttuğumuz ne çok şey var ! Bazen bir şey yapmaya karar verirsin , hatta birçok şeye başlamak istersin.Heveslenirsin , isteğin vardır ,enerjin tavan  yapmıştır çünkü sevdiğin,istediğin bir şeyi yapacaksındır.Tam güzel güzel başlamışken araya başka şeylerin girmesi onu yapmanı unutturur sana.Kendini bile unutursun.Vapura yetişmek için güzelim gökyüzüne bakmadan öylece çeker gidersin , çünkü aklında sadece vapura yetişmek vardır.Geçenlerde mesela hava yağmurluydu ve ben yine vapura yetişmeye çalışıyordum.O sırada insanlar gökyüzünü çekiyorlardı.Dedim kendi kendime acaba çok mu enteresan bir şey var havada yoksa bu kadar insan yağmurlu havayı İnstagram’da mı yayınlayacaklar ? Sonra ben de bir bakıyım dedim ve çok tatlı bir gökkuşağının olduğunu fark ettim.İçimi ferahlattı , gülümsememi sağladı..Buradan şunu da çıkartabiliriz , küçük şeylerle mutlu olmayı bilin J Yoğun çalışma temposunu sevdiğim ve alıştığım hâlde bu yıl kendimi o kadar çok ikinci plana atarak devam ettim ki artık yavaş yavaş beynimden alevler çıkmaya başlayacakmış gibi hissettim.Bunu ilk başlarda anlayamıyorsunuz , belki aklınızdaki düşünceleri unutmak için çok çalışıyorsunuz belki çalışmayı çok seviyorsunuz ama fazla yoğun tempoda artık beyniniz yavaş yavaş diyor ki size sen hele bir dur,bir yavaşla ,bir nefes al ,mola ver artık.Bunun üztüne zamanı iyi kullanamayıp  bir de artık canımız sıkıldığı için uydurduğumuz mazeretlerimiz “Zamanım hiç yok “ dememize neden oluyor.Benim zamanım var mı ? 3 günüm sabah erken saatte uyanıp akşam eve gelmekle geçiyor.Bu saatlerin içinde hayalimi gerçekleştirmek için ihtiyacım olan saatler var , ders çalışmam için gereken saatler..Ama bir noktada o kadar çok bunalıyorsunuz ki hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz ta ki kendinizi hatırlayıncaya kadar.O zaman yapmak istedikleriniz gözünüzün önünden geçiyor hatta şarkı dinlerken kurduğunuz hayallerinizin içinde yapmak istediğiniz projenin ayrıntılarını çizebiliyorsunuz.Kendinizi hatırladığınızda gülümsüyorsunuz gülümsediğinizde çok çok çok daha fazla pozitif oluyorsunuz.Kendiniz oluyorsunuz ! Yarıda bıraktığınız ne varsa tamamlamak istiyorsunuz.Belki daha çılgın şeyler yapıyorsunuz.! Neden mi ? Çünkü geçen zaman içinde neler yaşadığınızı , nasıl olduğunuzu , nasıl hissettiğinizi biliyorsunuz ve bunu artık geçmişteki anılar olarak adlandırıp yenilerine yer açmayı istiyorsunuz Ben mesela ,  haftalar sonra buraya bir şeyler yazmak o kadar iyi geldi ki ! Eskiden giydiğim kıyafetleri , küpeleri , yüzükleri tekrar takmak beni o kadar çok ben yaptı ki ! Yoğun çalışma temposu bana kendimizin ne kadar değerli olduğunu hatırlattı.Rutine takılıp neler kaçırdığımızı hatırlattı.Yapmak istediklerimi ertelemeden yapabileceğimi hatırlattı ! Hadi bugün güzel bir başlangıç yapalım !  
Yazımı önceden yazdığım şu cümlelerle bitirmek istiyorum. Her başlangıçta kaç kez kendimize söz veriyoruz ? Kaçını yapıyoruz , kaçını erteliyoruz ? Mâdem başlangıç diyoruz o hâlde ertelemeyeceğiz hayatı !

Sevgiler
Gizem 

15 Eylül 2016 Perşembe

Yeni Başlangıçların Şerefine

Sevgili arkadaşlarım hepinize merhaba , bugünün yazısı Yeni Başlangıçlara olsun ! :)

Yeni başlangıçların şerefine kendinizi eskisinden daha fazla sevin !

Erteleyerek hayatınızı geçiştirmeyin , anı yaşayın !

Yeni başlangıçların şerefine eski anıları , kötü anıları kabullenip onları bir rafa kaldırıp yenilerine yer açalım !

Yeniliklerin şerefine sevin , gülümseyin , eskisinden daha fazla gülümseyin.

Dip köşe temizliği yapın , hem evinizi , hem bedeninizi hem de ruhunuzu arındırın !

Şükredin !

Yardım edin , yardımlaşın , paylaşın !

Yeni başlangıçların şerefine kendinize güzel , motivasyon artırıcı , mutluluk veren bir defter alın ve yapılacaklar listesi yapın !

Yeniliklerin şerefine , yapmak istediğinizi her şeyi yapmayı çalışın !

Yapmadığınız için mi pişman olmak isterdiniz yoksa yaptıklarınız için mi ? Bunu bir düşünün derim.

Yeni başlangıçların şerefine hiç denemediğiniz , yapmayı istediğiniz şeyleri yapın ! (Size yararlı ve doğru gelenler :) )

Yeni başlangıçların şerefine kendinizi yeniliklere açık tutun :)

Bunları kendiniz için yazmak , daha da uzun yazmak sizin elinizde ! Yeni bir aya girdik daha dün gibiydi Eylül'ün gelişi , şimdi ortasına geldik.Yeni bir haftaya başlayacağız , yeni bir güne de.. Aslında yeniden başlamak için Pazartesi'yi ya  da hafta sonunu beklemeye gerek yok.Önemli olan her an , istediğimiz an başlayabilmek , yeniliklere açık olabilmek , yeni başlangıçlara başlayabilmek.

Haydi yeni başlangıçlara !

Sevgiler
G

10 Eylül 2016 Cumartesi

Üniversiteye başlayanlara ufak tavsiyeler no13465 :)

Herkese tekrardan merhabalar arkadaşlar !

Üniversitelerin başlamasına az bir süre kala sizinle ufak tefek bir şeyler daha paylaşmak istedim.Aslında bunları hepimiz biliyoruz ama hatırlatmakta fayda var :)
Size ilk tavsiyem kendinize güzelinden bir detox suyu hazırlamanız.Bunu ben okulun ilk günü ve hafta başlangıçlarında çok yapıyorum.Kendimi arınmış ve mutlu hissediyorum.
Yapması da çok kolay ; su dolu şişenin içine limon , maydanoz ve zencefil ekliyorsunuz , Hadi size afiyet olsun ! :)

Resim yazısı ekle
Twitter sayesinde tanıştığım ve benim okuduğum okulu kazanan bir arkadaşım oldu.Geçenlerde de şunu yazdı bana , abla ben hazırlığa başlayacağım bana tavsiyeler verebilir misin , hiçbir şey bilmiyorum gibisinden bir mesaj atmış.Ben de üzgün olduğumu söyleyip yardım edemedim nedenini de ona söyledim.Ben okulla ilgili  her şeyi ona söylersem olayın büyüsü , eğlencesi , gizeminin bozulacağını söyledim.Çünkü gerçekten de öyle oluyor.Siz deneme yanılma yoluyla bir şeyleri bulduğunuzda daha mutlu oluyorsunuz , bir şeyleri kendi başınıza başardığınıza tanık oluyorsunuz.İlk önce sizin araştırmanız lazım, sonra birilerine sormanız lazım.Yoksa ben her zaman ona yardım ederim ama ilk olarak onun bir şeyleri bulması lazım. :) Ben okuldaki kütüphanemsi odayı bulabilmek için baya bir çaba sarf etmiştim mesela :)

Gözlemlediğim kadarıyla hepiniz atılgan , girişken öğrencilersiniz ama aralarınızda da heyecanlı olanlar yok değil :)
Okulun ilk günü ne yapmalıyım ? Neler önerirsin diye soranlar da var.Arkadaşlar doğal olun kendiniz olun.Bununla ilgili çok fazla vine var dimi :) Hhaha doğal davran derken daha enteresan davrananlar gözümde canlandı. :) Ama siz ne olursa olsun stressiz olmaya çalışın.Heyecan tabii ki de olacak , belki ayağınız takılacak , belki konuşurken çok garip bir ses çıkacak yani o heyecanla her şey olabilir.Ama siz kendiniz olmaktan ve derin nefes almaktan vazgeçmeyin.Stres azaltıcı yiyecekler yiyin mesela.Ben genelde süt içiyorum ama sizi bilemem tabii.

Not defteri , günlük tutmanızı size sınav döneminden beri söylüyorum.Madem artık üniversite öğrencisi de oldunuz o zaman tamamdır defteriniz mutlaka olsun.Buraya özellikle güzel anılarınızı , neler yapmak istiyorsanız onları yazın.Negatif olanları mümkün olduğunca defterinizden uzak tutun.

Yabancı dil nankördür arkadaşlar bir bıraktınız mı size dönmesi çok zordur o yüzden çalışmayı ve pratik yapmayı bırakmayın.

Meraklı oldun.Çok meraklı olmak iyi değildir derler ve ben de sanki bu söze inat çokkkkk fazla meraklıyımdır.Herkese de tavsiye ederim tabii çok fazla da abartmamakta fayda var. :)

Ders dışı aktivitelere de mutlaka katılmanızı öneririm.Ben ilk 3 yılımda sadece derslerime odaklanmıştım ama bunun bir hata olduğunu araya sosyal hayatı da eklemem gerektiğini çok geç fark ettim.Ama siz siz olun hem derslerinizin üzerine düşün hem de sosyal hayatınızı yaşamaya bakınn.

Geleceğiniz ve hayalleriniz için para biriktirin.Ne kadar biriktirdiğiniz değil de ne zamandır biriktirdiğiniz önemli.Çünkü bu alışkanlığınıza sadık kalmak göründüğü kadar kolay değil. :)

Son maddede de şunu söylemek istiyorum , bulduğunuz park bahçe hangisi varsa sabahları alın termosunuzda çayınızı kitabınızı müziğinizi ve piknik örtünüzü oturun çimenlere ve kitap okumanın tadını çıkarın.Okurken mutlu olun.Dış etkenlerden dolayı eğitim hayatınızı mahvetmeyin.


Sevgiler
G



15 Ağustos 2016 Pazartesi

Farklı bir şehirde okumak

Tekrardan merhaba arkadaşlar ! Bugünkü konumuz başka bir şehirde okumaya giden arkadaşlar için olacak.
Geçen günlerde şöyle bir mesaj aldım ; Merhaba ben İstanbul'da üniversite kazandım ama büyük şehir olması beni çok korkutuyor.Evet hayallerimin şehri ama bilmediğim için ve büyük olduğu için
korkuyorum açıkçası.
Arkadaşlar lütfen kendinize güvenin.Bu hayatta bir şeyler başarmak için ilk önce kendinize güvenmeniz gerek.Psikolojik olarak size iyi gelir , işlerinizi halletmenizde büyük yardımcı olur.Kendinize güvenince pozitif olursunuz.
Kaybolacağım diye tedirgin olmayın.Sora sora Bağdat bulunurmuş :) Şöyle söyleyim benim ailem beni tek başıma bir yerlere gitmeme izin vermiyordu.Ben de anneme Kadıköy'e gidiyorum diye söyleyip Beşiktaş'a şuan okuduğum üniversiteye geldim.Aileden habersiz işler yapın demiyorum.Ama kendinize her anlamda güvenmelisiniz.Benim kendime güvenim , inatçı olmam ve diğer insanlara güvenme konusundaki tutumum beni şimdi bulunduğum yerde olmamı sağladı. :)
Eğer çok çok büyük bir şehre gidiyorsanız ilk olarak okulunuzun bulunduğu yerleri keşfedin.Hava kararmadan önce gezin , dolaşın , yeni yerleri görmenin tadını çıkartın.Güvensiz gördüğünüz yerlere gitmemeye özen gösterin.Ve eğer birilerine adres sormanız gerekiyorsa yoldan geçene değil, iyi bir mağazada çalışanlara ya da bankaların güvenlik çalışanlarına sorun.Ben 4.5 yıldır tek başıma İstanbul'u dolaşıyorum ve hala bilmediğim görmediğim çok yer var.Adreslere internetten bakıyorum , otobüs kullananlara , akbil bayilerine soruyorum.
Evet yaşadığınız yerde bir yerden başka bir yere giderken yürüyebilirsiniz , evet küçük bir yerde yaşayabilirsiniz.Ama şimdi siz üniversite öğrencisisiniz ve kendi ayaklarınız üzerinde durmayı bilmelisiniz.Televizyonlarda çıkan haberler üzerinde çok fazla kalmayın.Evet mağlesef kötü olaylar da yaşıyoruz bunlara ben de çok üzülüyorum.Ama bunlar sizin güveninizi ve okuma aşkınızı kırmasın.

Sevgiler
Gizem

11 Ağustos 2016 Perşembe

Hazırlık sınıfı anıları , tavsiyeleri !

Merhaba üniversiteli arkadaşım ! Farkındaysan bu sefer " üniversite adayı arkadaşım " demedim.Eee ben de farkı fark ettirmek istiyorum artık :)
Zorlu bir süreçten geçtin farkındayım.Hemen hemen her gün ben de seninle birlikte tercih sonuçlarının açıklanmasını bekledim ve açıklandığında sen nasıl mutlu olduysan ben de o kadar mutlu oldum.Bugünkü yazı biraz tanıdık , tekrarlı gelebilir çünkü büyük ihtimalle bildiğin ve sana söylenenlerin olduğu bir yazı olacak.Ama inan okumaya değer ! Hadi başlayalım ! :)
Bildiğin üzere bu yazının konusu Hazırlık Sınıfı hakkında.Şunu sana söylemeliyim ki üniversitedeki en en en güzel geçen yıllarından ilki olabilir.Benim için öyle olmuştu :) Düşünsene yepyeni farklı bir ortama giriyorsun , yeni insanlar , yeni yüzler , uluslararası öğrenciler , yabancı bir dil ! Bu anın tadını çıkarmalısın arkadaşım.Ama tadını çıkartayım derken de derslerinin tadını kaçırma. :)
Okulların  hazırlık sistemleri ne kadar benzer bilemiyorum ama bizim hazırlık sisteminden biraz bahsedeceğim.Ben hazırlığa başlamadan önce iki sınava girdim.İlki Seviye Belirle Sınavı'ydı.Eğer bu sınavdan başarılı olursanız Proficiency sınavına giriyorsunuz ve ondan da geçerseniz hazırlığı atlamış oluyorsunuz.İlk sınavdan geçemezseniz direkt en düşük seviyeden başlıyorsunuz , Proficiency sınavında kalırsanız da sınav notunuza göre belirlenen bir sınıfta hazırlığa başlıyorsunuz.Ben 1.5 yıl hazırlık okudum ve bu iki ayrı süreçte okuğum hazırlıktan inanın çok şey öğrendim.Nasıl çalıştım , neler yaptım hakkında kısaca bahsedeceğim ki asıl değinmek istediğim konu bu.Ne yazık ki İngilizce'yi sadece okulda öğrenmek yetmiyor.Onu evinize , günlük konuşmanıza , hayallerinize , dizilerinize , filmlerinize almalısınız.Okulda öğretmenler ellerinden geldiğince yabancı dilde konuşuyorlar ama öğrenci ister istemez Türkçe'ye dönebiliyor.Ben bunu çok yapmıştım ama bir iki derken ben de derslerde İngilizce konuşmaya başladım.O yüzden mümkün olduğunca İngilizce (Hazırlığınız hangi dildeyse ) konuşmaya çalışın.Kelimelerden başlayın , cümleye kadar ilerletin.Bir kelimeyi bilmiyor musunuz siz cümleyi yine kurun bilmediğinizin de Türkçesini söyleyin (Evde,arkadaşlarla konuşurken vb. )
Yıllardır şu söyleniliyor , Yabancı filmler , diziler izleyin ,şarkılar dinleyin.İnternetinizin limiti bitinceye kadar izleyin ve dinleyin derim çünkü buradaki İngilizce derste gördüğünüzden daha farklı , günlük konuşma dili oluyor.Okulda sadece kalıplardan ve kurallardan bahsediliyorken buralarda daha kolay ve anlaşılır dil oluyor. Size tavsiyem ; Easy English movies to learn English gibilerinden başlıklar yazarak seviyenize göre filmler bulmanız.Ben mesela Friends dizisine yeni başladım ve kelimeleri , cümleleri yakalamaya çalışıyorum , siz de böyle yapın. :)
İngilizce kelimeler çalışırken sıfat,isim,fiil,zarf şeklindeki halleriyle , cümle içindeki kullanışlarıyla çalışın.Çünkü sadece kelime ezberlerseniz o buhar olup aklınızdan çıkar.Unutacağınızı düşündüğünüz kelimeleri de şifreleyebilirsin ben bunu çok yapıyorum :)
İngilizce kitaplar her yerde ! Havalar da güzel değil mi ? E ne duruyorsunuz hadi bir kitap alıp çıkın bahçeye , parka , cafeye okuyun kitabınızı :) Bu sıcaklarda aslında en güzel şeylerden biri kitap okumak.Hele bi de sahildeyseniz .Eğer sahilde dikkat ettiyseniz turistlerin neredeyse tamamında e-kitap ya da bildiğimiz karton kapak kitaplardan var.Adamlar işi biliyor güneşlenirken kitap okuyorlar.Hem kelime hazneleri genişliyor hem de güneşlenirken canları sıkılmıyor hem de çok cool durmuyor mu ? :)
Dinlediğiniz konuşmaları , şarkıları tekrar edin ve ayna karşısında pratik yapın.Bunu öğretmenim bana ben daha ortaokuldayken söylemişti.Bazen komik olabiliyor hele bir de sesinizi kaydedip dinlediğinizde "vay be ben neymişim bu ses benden mi çıkmış ? "diyebiliyorsunuz :)
Bizim hazırlıkta her hafta kelime sınavı olurdu ve ona çalışırken koridorda bir ileri bir geri yürüyerek sesli okuyarak çalışırdım.Muhtemelen sizin de kelime sınavlarınız olacak ve onları en etkili şekilde öğrenebilmek için çalışmalısınız.Çünkü bence kelime öğrenmek grammer öğrenmekten daha zor.
Ayrıca Writing ve Speaking gibi sınavlarınız olacak.Şahsen benim en sevdiklerim.Essay yazmayı öğreneceksiniz ki ben hala unutuyorum yazmayı arada sırada :(( Hemen hemen her öğrencinin korkulu rüyası Speaking olur.Hani deriz ya biliyorum ama konuşamıyorum diye.İşte pratik yapmadığımız için konuşamıyoruz ve speaking zamanı geldiğinde de takılıyoruz.Takılmaktan ,ıııı uuu demekten süper derecede puan kırıyorlar aman dikkat ! Aslında kendinize güveniyorsanız speaking hiççç de zor değil.Bunu anlamam biraz geç oldu ama başardım.Geçen yıl ilk dönem hazırlık dersleri bitti sıra proficiency speaking sınavındaydı , tabii bende bir heyecan yerimde duramıyorum.Düşünsene en iyi seviyedesin yani kesin çok zor sorular gelir.Bir de biz zarftan kağıtlar seçip o soru hakkındaki yorumlarımızı söylüyorduk.İki kişi girmemiz gereken sınava yanımdaki çocuğun gelmemesi ve diğerinin de hazır olmamasından dolayı  tek girmiştim.İki öğretmenin ikisi de mi yabancı olur arkadaş ! Ama çok tatlılardı.Öyle havadan sudan konuştuktan sonra zarftan kağıt seçtim gelen ilk soru şu ; Sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkileri neler ? Soru o kadar kolayken ben nasıl kıvrana kıvrana zor bir yorum yaptım anlamış değilim.İkinci sorum da şuydu  ; Gençler tek başlarına seyahat etsinler mi ? İnanılmaz kolay sorulardı ve sonunda da geçtim zaten :)
Çalışmayı eğlenceli hâle getirmek sizin elinizde.Siz bu zamana kadar çok çalıştınız ve artık başardınız.Asıl şimdi kendi ayaklarınızın üzerinde duracaksınız. :) İngilizce ya da herhangi bir yabancı dil sizin için bir ders değil hayatınızın ta kendisi.Çünkü artık kimse İngilizceye bakmıyor , hele anlat bakalım başka hangi dilleri biliyorsun diye soruyorlar adama :) O yüzden dünden beri size diyorum hazırlık sınıfına gidecek fırsatınız varsa gidin. :) Çünkü her şeyi ilk başta orada öğreniyorsunuz ,adı üstünde  hem  yeni yaşantınıza alışıyorsunuz hem de okula hazırlanıyorsunuz :)

Sevgiler


30 Temmuz 2016 Cumartesi

Eğitim özetim :)

Merhaba üniversite adayı arkadaşım !
Biliyorum çok çalışıyorsun , her gün yüzlerce test çözüyorsun ve bu süreçte stresli olabiliyorsun.Ben de bu yüzden sana ufak bir katkım olsun diye yanındayım.Ben kim miyim ? Ben Gizem , Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümü öğrencisiyim.Böyle okurken ne güzel değil mi ? Ama ben buralara gelebilmek için çok bekledim , çok çaba sarf ettim.Sana bu süreci anlatacağım ama ondan önce sana bahsetmek istediğim başka bir konu daha var , başarı hikayeleri..
Bir çalışmaya başlamadan önce , pes etmek üzereyken , gücümüzün yetmeyeceğini düşünürken , yardım alma ihtiyacı duyarken , ilham almak isterken başarı hikayelerine yöneliyoruz.Bill Gates , Steve Jobs , Mark Zuckerberg gibi isimlerin başarı hikayelerini biliyoruzdur.Başarı hikayelerine ilham almak için ihtiyaç duyarız. Çünkü hepimiz biliyoruz ki başarı kolay kolay elde edilmiyor. Bu isimler ve daha fazla kişilerin başarı hikayelerini okurken , dinlerken neleri yaptıklarını , hangi yolları izlediklerini , hangi engellere takılıp bunlardan kurtulmak için hangi çözüm yollarını bulup başarılı sonuçlar elde ettiklerini öğreniyoruz.Bunları öğrenmek insana güç veriyor ,onda " ben de bir şeyler yapabilirim"duygusunu güçlendiriyor.Benim her zaman aklımda olan ve  ilham aldığım başarı hikayeleri arasında Bethany Hamilton adında bir sörfçünün yaşadıkları var.Hayatı hakkında bir biyografik film yapılmış , tam bir ilham kaynağı.Gençlik yıllarında sörf yaparken köpek balığı tarafından kolu parçalanıyor.Buna rağmen sörfü bırakmaya niyeti olmayan biri.En kolay seviyeden başlayıp tekrardan sörf yapmaya başlıyor ve yarışmalara katılarak bugüne ismini yazdırıyor.İzlerken bir yandan ağlayıp bir yandan ilham aldığım bir filmdi ama en önemlisi bir kişi yaptığı şeyi seviyor ve ona tutkuyla bağlı ise ne olursa olsun pes etmemesi gerektiğini öğrenmemdi.
Şimdi benim hikayeme gelirsek , ben üniversiteyi kazandıktan sonra yaşamıma ve eğitimime sıfırdan başladım. Şunu açıkça söylemeliyim ki geçmişte gerçekten tembel bir öğrenciydim.Tembelden kastım sadece dersler konusunda değil , tüm yaşamımı içeren bir tembellikti.Bunun bana zarar verdiğini geç de olsa tam zamanında anladım.Bizim zamanımızda OKS olan liseye yerleştirme sınavında çok çok düşük bir puan alınca meslek lisesine gittim.Evet genellikle herkesin ön yargı ile baktığı okullar var ya onlardan bir tanesi diyebiliriz. Ortaokuldayken insanlarda öyle bir algı oluşturmuşum  ve lisede  meslek lisesinde olduğum için insanlar o kadar negatif düşünmeye başlamış ki benim okumayacağımı düşünenler vardı.Ama ben bu sıralarda akıllandığım için okulun dışını önemsemeden eğitimime odaklandım ve derslerime çok daha fazla önem verdim.Bu sıralarda dershaneye gitmek istedim.Kader , tesadüf ne denir bilemem ama gittiğim dershane birkaç ay sonra Uğur Dershanesi oldu.Ben her dershaneye gidişimde Bahçeşehir Üniversitesi'nin koskocaman fotoğrafını görüyordum  ama dershanenin üniversite ile bir bağının olduğunu bilmiyordum.O zamanlar araştırmacı yönüm biraz zayıftı diyebilirim.12.sınıftayken biz meslek lisesi olduğumuz için staj yapmak zorundaydık ve staj sürecini bize anlatan öğretmenimiz kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerektiğini söylemişti."Staj yerlerinizi siz araştırın , siz bulun , okuldan beklemeyin" demişti.Ben de o gün evime yakın olan şirketlerin listesini çıkartıp başvurularımı yapmaya başlamıştım.Muhasebe yapmayacağımı biliyordum çünkü yapmak istediğim meslek tam olarak o değildi ve sigorta şirketlerine stajyerlik başvurularımı yapmıştım. Bir gün , mülakat için çağırdılar ve orada liseden birkaç arkadaşımı daha gördüm.Mülakatta referanslar hakkında konuşurken ben kimseyi tanımadığım için ve diğer arkadaşlarımın referanslarının olduğunu öğrenince küçük bir çöküş yaşamış ve dışarıda ağlamaya başlamıştım.Ama orada karşılaştığım kişiler bunun sorun olmadığını söyleyince kendime gelmiştim.Mülakat sırasında " kariyer mi para mı ? " gibi bir tartışma konusu vardı.Karşı taraf sesimi bastırmaya çalıştıkça ben de sesimi bir tık daha yükseltip onu bastırmaya çalışmıştım.Sonucunda en iyi şirketlerin birinde stajyer olmuştum ki burası benim hayatımı değiştirdiğim en önemli yerlerden biri oldu.Farklı farklı insanlar gördüm , onların yaptıklarını izledim , ilham aldım.Üniversiteleri araştırmak için çok geç kalsam da şirketin merdiveninde oturup okulları aradım.(Bilgi aldığım defter hala duruyor.4 senedir:)) O kadar okul araştırdım ama sadece Bahçeşehir'e geldim.Geliş hikayem de biraz farklı.Ailem yakın yerler dışında diğer yerlere tek başıma gitmeme izin vermiyorlardı ve bir sabah Kadıköy'e gidiyorum diye aslında Beşiktaş'a gelmiştim.Ama tabii bunu kimseye öneremem.Ben kendime güvendiğim için tek başıma gitmiştim zaten okula varınca da anneme haber vermiştim..Üniversiteye ilk adım attığımda , o havayı ilk soluduğumda bu okulun benim okulum olmasını gerçekten çok istedim.O kadar çok istemişim ki gerçekten de oldu :) Ama tercih dönemi zamanı hayatımın en stresli zamanıydı.Bir yandan kazanamayacağım korkusu , bir yandan babamın eve yakın olsun diye başka bir okulu yazmamı istemesi bende baya bir stres yapmıştı.Bugünkü başarımı Kaş Uğur Dershanesindeki bayan öğretmene borçluyum.Karışık olan aklımın netleşmesinde onun emeği çok büyük.Tercih dönemimde en büyük desteği ondan aldım diyebilirim , hem de tek bir sözü ile. " Hangi bölümü , hangi okulu istiyorsan onu başa yaz"...Bu sözü ile tercihlerimi(hepsi meslekyüksek okulu- 2 yıllık okul)  sil baştan yeniden düzenledim ve BAU'yu en başa yazdım.(Ve şundan eminim ki ben bunu yapmasaydım ve istemediğim bir okulu kazansaydım , şimdi bu kadar mutlu ve umutlu öğrenci olamazdım.)Sonrasında stresimi atmak için kendime bir defter aldım ve o süreçte yaşadıklarımı , üniversiteyi kazanırsam neleri yapmak istediğimi kısacası güzel olan ne varsa yazdım.Bazen günlerce uyumadım , hiçbir şey yemek istemedim ve uyuyakaldığım bir gün sonuçların açıklandığını öğrendim.Sevinçten ne yapacağımı bilmiyordum ama o gün annemin gözünde o sevinci , o ışıltıyı gördüm.Bunca zaman bir adım geride kalmış bir öğrenci için iki yıllık bile olsa kazanılan okul çok önemli.Meslek yüksekokulunda hayatıma , eğitimime sıfırdan bir başlangıç yaptım.Araştırmacı yönümü güçlendirdim , hayat boyu öğrenme ilkesini benimsedim , başkalarına yardım etmeye başladım , kendimi geliştirdim , güldüm , ağladım , hayatı öğrendim.Bazen talihsiz şeyler yaşadım mesela ön dişim kökten kırıkken kürsüye çıkıp sunum yaptım.Ve buna kimse çıkıp sunumlarını yapmadıkları için gönüllü olmuştum.Salondaki kahkaha sesleri beni yıldırmadı.Ben en büyük sınavlarımı Meslek yüksekokulunda verdim , çok çalıştım , öğretmenlerimin emeklerinin karşılığını verdim.Meslek yüksekokulunda okurken derslerime çok fazla önem verdiğimden arkadaşlarım tarafından alay konusu bile oldum diyebilirim.Onlar hiçbir zaman beni anlamadılar , anlamayacaklar , gülüp geçtiler hâla da devam ediyorlar.Ama mezun olurken ben ikinci oldum ve plaketimi rektörümüzden aldım.İşte o başarma duygusu bambaşka bir şey.Şuan ikincilik bursum ile fakülteye devam ediyorum.Ben o zamanlar o kadar çabalamasaydım , öğretmenlerimin emeklerinin , babamın beni okutmak için verdiği çabalarının karşılığını vermeseydim şuan burada bunları yazamazdım , çünkü tam olarak bir şeyi başarmış olmazdım. Lisedeyken biri çıkıp deseydi  " Bak Gizem sen bunları yaşayacaksın , ikinci olup fakültene devam edeceksin" , hayatta inanmazdım.Hiçbir zaman olmayacağına inandığım bir şeyi yaşadım ben.Bu benim için asıl başarı , kendi sınırlarımı aşıp , yapabileceklerimi gördüm.Kabuğumdan çıktım ve ilerledikçe ilerledim.Pes edip vazgeçersem neleri kaçıracağımı  , kalıp devam edersem neleri kazanacağımı gözümde canlandırdım.Kendi başarı hikayemi oluşturdum.Ve her zaman sevdiğim şeyi yapmaya çalıştım.Meslek seçimimde daldan dala atladım , muhasebeden sigortaya , sigortadan uluslararası ticarete ondan da öğretim görevlisi olmaya..Ve sonunda sevdiğim ve yapmak istediğim mesleği buldum.Buraya yazılacak daha çok şey var , belki bir gün yine karşılaşırız arkadaşım ! Sana şunları söyleyebilirim ki hayal kur , hayallerin için bir yerden başla , kendine güven , düştün mü kalkmasını bil , ilham al , geçmişten ders al ve ileriye bak !
Her şey gönlünce olsun.


Sevgiler

18 Haziran 2016 Cumartesi

Bir LYS maratonuna daha başlamış bulunmaktayız !


Bir LYS maratonuna daha başlamış bulunmaktayız ! Evet sevgili üniversite adayı arkadaşım hayatının dönüm noktasını yaşayabileceğin bir yaza girdik.Bu sınavlara yıllarca,aylarca,haftalarca çalıştın, çalıştınız.Ve bu yaz sonu bu sıkı çalışmalarınızın meyvelerini alacaksınız.Ben de sınav dönemi sırasında birkaç ufak şey hatırlatmak isterim.


  • Bu süreçte ve ilerisinde asla ve asla hayal kurmaktan vazgeçme.Bunu belki de her yazımda , her konuşmamda söylüyorum.Bunun bir nedeni var , lisedeki öğrencilere hayalleri olup olmadığını sorduğumda üzücü cevaplar alıyorum çünkü hayal kurmaktan korkan öğrenciler var.Sadece bu günü kurtarıp yarını düşünmeyenler var.O yüzden hayal kurmaları gerektiğini her seferinde hatırlatıyorum.Sana derlerse ki ' ne kadar saçma şeyler bunlar , boşuna hayal kuruyorsun' diye.O tip insanlardan uzak durmanı ve aklını karıştırmalarına izin vermemen gerektiğini söyleyebilirim.Çünkü ne kadar onların söylediklerine takılmadığını düşünsen  de içine bir kurt düşebiliyor dahası  bu insanalar lisede de ,üniversitede de , iş hayatında da karşına çıkabiliyor.Onların dediklerini dinlersen kaybolup gidersin.Hayal ettiklerin olmaz diye üzülme , öyle anlar oluyor ki hayal ettiğin şeyleri yaşayabiliyorsun , kendin bile inanamazsın buna :) Şükretmeyi bil.
  • Üniversiteni seçerken onu sadece beton parçası olarak görme..Hayatının 4-5 yılını geçireceksin. Farklı kültürlerle , farklı insanlarla tanışacaksın.Bazen gününün yarısını okulda geçireceksin , vizelere finallere çalışırken okuldan ayrılmayacaksın , copy center yanında notlar için nöbet tutacaksın , festivallere katılacaksın , farklı bölümlerin derslerine , konferanslarına katılacaksın , finalleri bırakıp bütünlemelere çalışmaya başlayacaksın,mezuniyette gurur verici bir tabloda yer alacaksın..İkinci bir ailen olacak orası.Ve en önemlisi büyüyeceksin ve bu süreçte çok şey öğreneceksin.O yüzden okul ve bölüm tercihlerinde sevdiğin, seveceğin , o işi yaparken mutlu olabileceğin mesleği seç derim.
  • Başarı öyle altın tepsilerde sunulmuyor ne yazık ki , o yüzden çalışıp çabalaman gerek.LYS'den sonra hayatındaki eksiklikleri , fazlalıkları daha iyi anlayacaksın ve bunlara göre hayatını şekillendirmek isteyeceksin.Hayatını düzene sokarken bir tempoda ilerleyeceksin , hedef belirleyeceksin ve onu başarmak için çaba sarf edeceksin,yeri geldiğinde ağlayacak , yeri geldiğinde güleceksin,Mutlu olacaksın,üzüleceksin,başarısız olacaksın,başarısız olduğunda tekrardan başlamasını bileceksin,ter dökeceksin.Çabalayıp da başardığın işlerin mutluluğunu yaşayacaksın.LYS gibi sınavlardan bahsetmiyorum , o bir nevi eleme sınavı.Hayatında bu sınavlardan daha önemli şeyler yaşayacaksın.

Sen sevgili üniversite adayı arkadaşım , hevesin öyle hemencecik alevlenip anında sönmesin.İlk önce senin kendine güvenmen lazım ki diğer insanlar da sana güvenebilsin.Güven ve inanç hep içinde olsun.


21 Nisan 2016 Perşembe

Üniversite Adayları için ; Durum Değerlendirmesi yapın.

Yaz yaklaşmışken bir durum değerlendirmesi yapalım. Evet sorular biraz sinir bozucu olabilir."Kimler günde kaç saat çalışıyor , ne kadar soru cevaplıyor ? " biraz duygusuz gelebilir.Ama durum değerlendirmesi için kendinize sormanız gereken sorular.. 
O zaman başlayalım !

İlk olarak şunu sormak istiyorum. Kendinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz ? Kendinize ne kadar güveniyorsunuz ? Kendini bilen insan , yapacaklarını da bilir , yapmak istediklerini bilen insan kendine güvenir , kendine güvenen insan vazgeçmez.Eğer ben bunu yapamam derseniz gerçekten de yapamazsınız.Bunun çalışmakla ilgisi var tabii ama psikolojik olarak kendinizi neye inandırırsanız onu yaşarsınız.

Hem duygularınıza hem de mantığınıza uygun okul , bölüm ile karşılaştınız mı ?

Sınav için çalışmalara yeni başlayanlar var mı ? Kendini geliştiren sonraki aşamalara gelenler var mı ?

Sınava hazırlık aşamasında kimler yaşadıklarını not edip yazıyor ? Size tavsiyem sınav sonucunuz , netleriniz ne olursa olsun hayatınızda olup bitenleri yazın.Benim stresli geçen tercih dönemlerimde yaşadıklarımı yazmam ve sonrasında da okumam bana büyük destek oldu.
Hedeflerini kesin bir şekilde belirleyip kendine güveni tam olan ve bunun için çalışanlarımızı görelim ! :)

Şuan hepimiz zorlu bir süreçten geçiyoruz , ama ne olursa olsun iyi düşünmekten vazgeçmeyelim. Çalışmalara henüz başlamamış ya da bir çalışıp iki çalışmayanlar kendilerini toparlayıp derslere yoğunlaşsınlar , tam gaz çalışanlara zaten sözüm yok :) Ayın belirli dönemlerinde siz de kendinize bir durum değerlendirmesi yapın.Bu size iyi gelecektir.Durumunuzu yazdığınız listeyi  her gün görebileceğiniz bir yere koyun.İlerlediğinizi fark edince mutlu olacaksınız , ferahlayacaksınız !

NOT: İyi hazırlanmazsanız başarısızlığa hazırlanırsınız. Benjamin Franklin.

Sevgiler

Gizem

8 Mart 2016 Salı

Hey sen üniversite adayı arkadaşım !

Merhaba üniversite adayı arkadaşlarım ! 

Sınavdan önce sizleri tebrik etmek istiyorum çünkü yıllardır , aylardır bu sınavlar için çalıştınız.Sınavın ilk etabı olan YGS'ye çok az bir zaman kaldı.Bu zamanda da size üniversite hakkında minik minik önerilerde bulunmak istiyorum.Şuan herkesten bir şeyler duyduğunuza eminim ama bu duyguları yaşayan bizler , gelecek neslin gerçekten de daha iyi , bilinçli bir üniversite eğitimi almalarını istiyoruz.
  • "Üniversite için çok çalıştım , gecemi sabahıma katıp uyuyamadım , kazandıktan sonra biraz tembellik yaparım" derseniz baştan kaybedersiniz.Çünkü bir kere dersi ektiniz mi o kadar tatlı gelir ki o arkadaşlarla sohbetler , kahve içmeler , oturmalar vs. her zaman bu tembelliği tekrarlamak istersiniz.O yüzden ilk olarak size tavsiyem , uğrunda bu kadar çok çalıştığınız okulu daha ilk yıllarınızda tembellikler yaşayarak geçirmeyin. Tabii  aralar verip kendinize zaman ayıracaksınız ama bunu yaparken eğitiminizi ertelemeyin derim.

  • Şuan üniversite için yazıyorum ama her zaman atılgan olun.En kolay örnek  , derslerde hoca bir şey mi sordu cevabınızı korkmadan , heyecanlanmadan verin. Önünüze fırsatlar çıktığında hemen geri çevirmeyin.Yapamam , başaramam diye kendinize baskı yapmayın.İnanın üniversitedeki eğitimler olsun , çalışmalar olsun hayatınıza o kadar iyi yön veriyor ki."İyi ki de katılmışım bu projeye " diyorsunuz.Yani , ben her zaman gücümü en son damlasına kadar kullanan bir insanım o yüzden karşıma proje çalışmaları ya da eğitimler çıktığında biraz düşünürüm , her şeyi tartarım sonra sorun çıkmıyorsa direkt kaydımı yaptırırım.Atılgan olmayı sevin , karşınıza fırsatlar çıkmasını sağlar , yeni insanlar ile tanışıp yeni fikirler edinmenizi sağlar.

  • Gönüllü olun ., mutlaka olun.İster sosyal yardım olsun isterse de sunum olsun , ders anlatma olsun..Ne olursa olsun gönüllü olmak kadar güzel bir şey bilemiyorum üniversitede.Gönüllü olduğunuzda 'Benim kalbim temiz, bu çalışmaları  yapabilecek kadar güçlüyüm , kendime güvenim sonsuz , karakterim sağlam ' gibi daha neler neler mesajlar veriyorsunuz.Gönüllü olmak gönül işidir , gönül güzelliği oldukça , sosyal yardımlar da , gönüllü yaptığınız sunumlar ve  çalışmalar da hak ettiği değeri alacaktır.

  • Yeniliklere açık olmak , projeler üretmek için üniversite güzel bir zamana denk geliyor.Çünkü ergenlikten çıkma sürecindesiniz ve hayata bakışınız değişiyor.Siz değişiyorsunuz.Çevrenizden göreceksiniz , konferanslara katılacaksınız , videolar izleyeceksiniz ilham alacaksınız..Projeler üretmek isteyeceksiniz.Bazıları olmaz diyecek , belki hevesinizi kıracaklar , bazıları da sizi sonuna kadar destekleyecekler.Eksilerinizi düşünmekten korkmayın ve onları artı yöne nasıl çevirebilirsiniz onlara odaklanın.Startup , girişimcilik , TED videoları izlemenizi öneririm.Evet herkes girişimci olacak diye bir şey yok ama onları izlemek , dinlemek yaşamınıza  güzel yön verecektir , buna inanıyorum.

  • Üniversitede önemli şeylerden biri de sevgi.Sevgiyle yapılan iş , sevgiyle çalışılan ders , sevgiyle gidilen okul, sevilen öğrenciler , sevilen öğretmenler.Sevgi karşılıklı , siz sevginizi verirseniz sevgi alırsınız. Sevgi alırsanız günleriniz güzel geçer.Motivasyonunuz artar , derse olan bağlılığınız artar , severek gidip geldiğiniz bir okulunuz olur.İşleriniz rast gider , kalbiniz temiz olur.Ve en önemlisi kalbinizin temiz olduğunu herkes görür. !

Unutmadan bir de şunu eklemek istiyorum.
  • İnsanlar genellikle çok merak iyi değildir derler.Ben bunu eğitim hayatında kabul etmiyorum.Eğitim hayatınızda her zaman merak eden ve araştıran öğrenciler olun.Ben, soru sormayı seven , öğrendiğimi de hemen bir yere kaydeden bir öğrenciyim.Bu huyumdan da hiç şikayetçi değilim çünkü sorarak öğreniyorum.Zaten aklımızı kurcalayan bir soru olursa onu öğretmene değil de başka kime soracağız ? Size tavsiyem çok çok aşırıya kaçmamakla beraber sorularınızı sormaktan çekinmeyin.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.Umarım okul ve iş hayatınızda gönlünüzdeki şeyleri yaşarsınız.Hiç olmayacağına inandığınız şeyler oluveriyor.Bana lisenin başında deselerdi , bak burs kazanacaksın , güzel bir okula gideceksiniz , okuldaki hemen hemen her öğretmeni tanıyacaksın diye şaşırırdım inanmazdım , hayal der geçerdim.Bu biraz da meslek liseli olma psikolojisi olsa gerek.Ama ne oldu ben hayal dediğim şeyleri yaşadım ,  kimsenin sevemediği , benimsemediği meslek lisesinden  ve meslek yüksek okulundan mezun oldum.Şuan okulumda 4. yılım , fakülte hayatıma devam ediyorum.Şöyle de bir gerçek var ki benim bu kadar okuyacağıma ailemdeki eş dostlar bile inanmıyorlardı bana ne olduysa 12. sınıfta staj yaptığım şirkette oldu.Yeni insanlar gördüm , hayalimdeki mesleği sigorta şirketinde buldum.Sigorta şirketinde dış ticaret okumaya karar verdim.Evet ne alaka sigorta ile dış ticaret ? Çalıştığınız insanları izleyince , anlattıklarını dinleyince güzel alaka oluyor. :) Yani diyeceğim şudur ki , siz ne olursa olsun inancınızı kaybetmeyin atılgan olun , araştırın.Bunları yapmazsanız zaten ilerleyemezsiniz.
O yüzden ne yapıyoruz , çalışmalarımızı tamamladıysak pozitifinden güzel günler yaşamaya bakıyoruz.Stresi düşünmemeye çalışıyoruz.

Güzel günlerimiz olsun.

Sevgiler 
Gizem

6 Mart 2016 Pazar

Merhaba yeni hafta , merhaba bahar günleri !

Yeni bir hafta !
Tam da havalar güzelleşmişken , hadi yarım bıraktığımız işlerimizi tamamlayalım ,
Başlamak isteyip de başlayamadığımız şeylere başlayalım ,
Ders ve iş için  ön çalışma yapıp hazırlıklı olalım ,
Bu güzel güneşte sağlıklı yaşama , beslenmeye , spora merhaba diyelim ,
Açalım ellerimizi şükredelim , dua edelim ,
Kendimiz olalım , gerçek gülümsemelerle dolsun yüzümüz ,
Migrene,sinüzite  karşı meydan okuyalım ,
Rengarenk giyinelim ,
Yağmur yağsa bile enerjimizi düşürmeyelim.Yağmur yağarken şarkı söyleyelim , havayı içimize çekelim ,
Yazalım , çizelim , okuyalım ,
Çiçek alalım (Tercihen saksı çiçeği ) , koklayalım , evimizi bahar çiçekleriyle donatalım ,
Kötü şeyler yaşasak da iyiliği , iyi olmayı her zaman hatırlayalım ,
Sevelim , sevilelim ! Ağaçları , çiçekleri , hayvanları , denizi , ailemizi , kendimizi sevelim !



Sevgiler
Gizem

28 Şubat 2016 Pazar

Yine Yeniden YGS


Okul = Evimiz

Hele bir de üniversiteye geçtiğinizde bunun ne anlama geldiğini daha da çok anlayacaksınız.Çünkü uyuma haricinde çoğu zamanınızı üniversitede geçireceksiniz.Korkutucu bir şey gibi gözükse de kimine göre  güzel bir şey.

Hayallerimiz,hayatlarımız,tutkularımız = Seçtiğimiz bölümler , seçtiğimiz okullar
Belki zorla seçtiğimiz , belki ailemizin baskısıyla kabul ettiğimiz belki de tüm içtenliğimizle sevip kabul ettiğimiz bölümlerimiz.Ama her ne olursa olsun istersek sevelim istersek zorla bu bölümleri yazalım mezun olduktan sonra bölümlerimizin yakınından uzağından alakalı olmayan işler yapabileceğimiz hayatımız...
En iyi arkadaşlar , sinir bozucu insanlar , merhaba arkadaşlıkları , sınıf arkadaşları...
Sevdiğimiz öğretmenler, hayran kaldığımız ilham aldığımız öğretmenler, disiplinli öğretmenler...
Sıkıldığımız dersler , dört gözle beklediğimiz dersler , bitse de kurtulsak dediğimiz dersler , kulaklıkla müzik dinlediğimiz oyun oynadığımız dersler , öğretmenin sesini kaydedip tüm dikkatimizi derse verdiğimiz zamanlar...
Test - klasik olmasını istediğimiz hatta hiç mi hiç olmamasını istediğimiz sınavlar, süresi yetişmeyen sınavlar , sınavda boş boş etrafa baktığımız saniyeler , öğretmenin başımızda beklediği sınavlar...
Ne giysem acaba , böyle olsa beğenir mi , saçım nasıl oldu , nasıl etkileyebilirim onu , sen her halinle güzelsin cümleleriyle geçen sohbetler...
Haftalar önce planlanan organizasyonlar , arkadaşlarla buluşmalar , kahveler , selfie çekimleri Özçekimler :)
Sabah ile akşamı ayırt etmeden çalıştığımız o günler , sabah evden çıkıp akşam eve geldiğimiz günler,haftalar,aylar yıllar...(Mesela sabah 5'te uyanıp akşam 9'da geldiğimiz günler..)

Üniversitede bunlar ve benzer şeyler yaşayacaksak eğer , sevdiğimiz bölümün , içimize sinen okulun peşinden gitmeliyiz diye düşünüyorum.Ben öyle yaptım.Benim üniversite seçimimde kaderin de büyük bir payı vardı ama tabii ilk önce insanın istemesi.İstemesi ve üzerine gitmesi.Bunu yaparken de tüm hayallerinizi yanınızda tutmanızı isterim.Bazı insanlar olmayacak diye hayal kurmaz ya da korktukları için kurmazlar.Ben her ne şartta olursak olalım hayal kurmaktan yanayım.

YGS Sınavı yaklaşırken  hepimizin iyi bildiği ama yine de yazmak istediğim 2 ufak tavsiye var ;

Stres , ya yapamazsam , ya olmazsa dediğimiz zamanlar..İşte o zamanlar yapacağımız varsa da yapamıyoruz.Ben bunu en son  hazırlıktayken yaşadım.Bildiğim halde yapamam korkusuyla bildiğim konular hakkında konuşamadım.Ve bölümde de sunum yaparken heyecanıma yenik düştüm ve bildiklerimi unuttum.Ama aslında hepsi aklımdaydı.Yani diyeceğim şudur ki , evet aileniz sizden bir şeyler bekliyor, komşular yiyip içmiyor sınavı kazanıp kazanmadığınızı merak ediyor.Ama en önemlisi sizin soğukkanlılığınız, sizin kendinize güvenmeniz,sizin neler hissettiğiniz.Evet belki heyecan belki stres hissediyorsunuz ama bunları düşünmeden önce derin bir nefes alın ve gözlerinizi kapatarak olmak istediğiniz yeri düşünün..Düzenli bir şekilde çalıştıysanız tabii ki de iyi yerlere gelirsiniz.Ama çalışmadıysanız ve son haftalara bıraktıysanız bunun için bir şey söyleyemem.Ama belki de başarırsınız bunu kimse bilemez siz bile..
Ben bunu yapabilirim. Kendinizle konuşun.Sizin en iyi dert ve sevinç ortağınız yine sizsiniz , bunu unutmayın. Kendinizle konuşun , içinizi dökün..Ben yapabilirim deyin.Hayallerinizi , tutkularınızı gözünüzde canlandırın ve her zaman aklınızda bulunmalarını sağlayın. 
 Unutmadan bir de , Vakıf okullarının bursluluk başvuruları oluyor.Yurt dışında öğrenciler nasıl kabul mektubu yazıp , referans gösteriyorlarsa burada da öyle oluyor.Onları denemenizi öneririm.

Sevgiler..
Gizem