30 Temmuz 2016 Cumartesi

Eğitim özetim :)

Merhaba üniversite adayı arkadaşım !
Biliyorum çok çalışıyorsun , her gün yüzlerce test çözüyorsun ve bu süreçte stresli olabiliyorsun.Ben de bu yüzden sana ufak bir katkım olsun diye yanındayım.Ben kim miyim ? Ben Gizem , Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümü öğrencisiyim.Böyle okurken ne güzel değil mi ? Ama ben buralara gelebilmek için çok bekledim , çok çaba sarf ettim.Sana bu süreci anlatacağım ama ondan önce sana bahsetmek istediğim başka bir konu daha var , başarı hikayeleri..
Bir çalışmaya başlamadan önce , pes etmek üzereyken , gücümüzün yetmeyeceğini düşünürken , yardım alma ihtiyacı duyarken , ilham almak isterken başarı hikayelerine yöneliyoruz.Bill Gates , Steve Jobs , Mark Zuckerberg gibi isimlerin başarı hikayelerini biliyoruzdur.Başarı hikayelerine ilham almak için ihtiyaç duyarız. Çünkü hepimiz biliyoruz ki başarı kolay kolay elde edilmiyor. Bu isimler ve daha fazla kişilerin başarı hikayelerini okurken , dinlerken neleri yaptıklarını , hangi yolları izlediklerini , hangi engellere takılıp bunlardan kurtulmak için hangi çözüm yollarını bulup başarılı sonuçlar elde ettiklerini öğreniyoruz.Bunları öğrenmek insana güç veriyor ,onda " ben de bir şeyler yapabilirim"duygusunu güçlendiriyor.Benim her zaman aklımda olan ve  ilham aldığım başarı hikayeleri arasında Bethany Hamilton adında bir sörfçünün yaşadıkları var.Hayatı hakkında bir biyografik film yapılmış , tam bir ilham kaynağı.Gençlik yıllarında sörf yaparken köpek balığı tarafından kolu parçalanıyor.Buna rağmen sörfü bırakmaya niyeti olmayan biri.En kolay seviyeden başlayıp tekrardan sörf yapmaya başlıyor ve yarışmalara katılarak bugüne ismini yazdırıyor.İzlerken bir yandan ağlayıp bir yandan ilham aldığım bir filmdi ama en önemlisi bir kişi yaptığı şeyi seviyor ve ona tutkuyla bağlı ise ne olursa olsun pes etmemesi gerektiğini öğrenmemdi.
Şimdi benim hikayeme gelirsek , ben üniversiteyi kazandıktan sonra yaşamıma ve eğitimime sıfırdan başladım. Şunu açıkça söylemeliyim ki geçmişte gerçekten tembel bir öğrenciydim.Tembelden kastım sadece dersler konusunda değil , tüm yaşamımı içeren bir tembellikti.Bunun bana zarar verdiğini geç de olsa tam zamanında anladım.Bizim zamanımızda OKS olan liseye yerleştirme sınavında çok çok düşük bir puan alınca meslek lisesine gittim.Evet genellikle herkesin ön yargı ile baktığı okullar var ya onlardan bir tanesi diyebiliriz. Ortaokuldayken insanlarda öyle bir algı oluşturmuşum  ve lisede  meslek lisesinde olduğum için insanlar o kadar negatif düşünmeye başlamış ki benim okumayacağımı düşünenler vardı.Ama ben bu sıralarda akıllandığım için okulun dışını önemsemeden eğitimime odaklandım ve derslerime çok daha fazla önem verdim.Bu sıralarda dershaneye gitmek istedim.Kader , tesadüf ne denir bilemem ama gittiğim dershane birkaç ay sonra Uğur Dershanesi oldu.Ben her dershaneye gidişimde Bahçeşehir Üniversitesi'nin koskocaman fotoğrafını görüyordum  ama dershanenin üniversite ile bir bağının olduğunu bilmiyordum.O zamanlar araştırmacı yönüm biraz zayıftı diyebilirim.12.sınıftayken biz meslek lisesi olduğumuz için staj yapmak zorundaydık ve staj sürecini bize anlatan öğretmenimiz kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerektiğini söylemişti."Staj yerlerinizi siz araştırın , siz bulun , okuldan beklemeyin" demişti.Ben de o gün evime yakın olan şirketlerin listesini çıkartıp başvurularımı yapmaya başlamıştım.Muhasebe yapmayacağımı biliyordum çünkü yapmak istediğim meslek tam olarak o değildi ve sigorta şirketlerine stajyerlik başvurularımı yapmıştım. Bir gün , mülakat için çağırdılar ve orada liseden birkaç arkadaşımı daha gördüm.Mülakatta referanslar hakkında konuşurken ben kimseyi tanımadığım için ve diğer arkadaşlarımın referanslarının olduğunu öğrenince küçük bir çöküş yaşamış ve dışarıda ağlamaya başlamıştım.Ama orada karşılaştığım kişiler bunun sorun olmadığını söyleyince kendime gelmiştim.Mülakat sırasında " kariyer mi para mı ? " gibi bir tartışma konusu vardı.Karşı taraf sesimi bastırmaya çalıştıkça ben de sesimi bir tık daha yükseltip onu bastırmaya çalışmıştım.Sonucunda en iyi şirketlerin birinde stajyer olmuştum ki burası benim hayatımı değiştirdiğim en önemli yerlerden biri oldu.Farklı farklı insanlar gördüm , onların yaptıklarını izledim , ilham aldım.Üniversiteleri araştırmak için çok geç kalsam da şirketin merdiveninde oturup okulları aradım.(Bilgi aldığım defter hala duruyor.4 senedir:)) O kadar okul araştırdım ama sadece Bahçeşehir'e geldim.Geliş hikayem de biraz farklı.Ailem yakın yerler dışında diğer yerlere tek başıma gitmeme izin vermiyorlardı ve bir sabah Kadıköy'e gidiyorum diye aslında Beşiktaş'a gelmiştim.Ama tabii bunu kimseye öneremem.Ben kendime güvendiğim için tek başıma gitmiştim zaten okula varınca da anneme haber vermiştim..Üniversiteye ilk adım attığımda , o havayı ilk soluduğumda bu okulun benim okulum olmasını gerçekten çok istedim.O kadar çok istemişim ki gerçekten de oldu :) Ama tercih dönemi zamanı hayatımın en stresli zamanıydı.Bir yandan kazanamayacağım korkusu , bir yandan babamın eve yakın olsun diye başka bir okulu yazmamı istemesi bende baya bir stres yapmıştı.Bugünkü başarımı Kaş Uğur Dershanesindeki bayan öğretmene borçluyum.Karışık olan aklımın netleşmesinde onun emeği çok büyük.Tercih dönemimde en büyük desteği ondan aldım diyebilirim , hem de tek bir sözü ile. " Hangi bölümü , hangi okulu istiyorsan onu başa yaz"...Bu sözü ile tercihlerimi(hepsi meslekyüksek okulu- 2 yıllık okul)  sil baştan yeniden düzenledim ve BAU'yu en başa yazdım.(Ve şundan eminim ki ben bunu yapmasaydım ve istemediğim bir okulu kazansaydım , şimdi bu kadar mutlu ve umutlu öğrenci olamazdım.)Sonrasında stresimi atmak için kendime bir defter aldım ve o süreçte yaşadıklarımı , üniversiteyi kazanırsam neleri yapmak istediğimi kısacası güzel olan ne varsa yazdım.Bazen günlerce uyumadım , hiçbir şey yemek istemedim ve uyuyakaldığım bir gün sonuçların açıklandığını öğrendim.Sevinçten ne yapacağımı bilmiyordum ama o gün annemin gözünde o sevinci , o ışıltıyı gördüm.Bunca zaman bir adım geride kalmış bir öğrenci için iki yıllık bile olsa kazanılan okul çok önemli.Meslek yüksekokulunda hayatıma , eğitimime sıfırdan bir başlangıç yaptım.Araştırmacı yönümü güçlendirdim , hayat boyu öğrenme ilkesini benimsedim , başkalarına yardım etmeye başladım , kendimi geliştirdim , güldüm , ağladım , hayatı öğrendim.Bazen talihsiz şeyler yaşadım mesela ön dişim kökten kırıkken kürsüye çıkıp sunum yaptım.Ve buna kimse çıkıp sunumlarını yapmadıkları için gönüllü olmuştum.Salondaki kahkaha sesleri beni yıldırmadı.Ben en büyük sınavlarımı Meslek yüksekokulunda verdim , çok çalıştım , öğretmenlerimin emeklerinin karşılığını verdim.Meslek yüksekokulunda okurken derslerime çok fazla önem verdiğimden arkadaşlarım tarafından alay konusu bile oldum diyebilirim.Onlar hiçbir zaman beni anlamadılar , anlamayacaklar , gülüp geçtiler hâla da devam ediyorlar.Ama mezun olurken ben ikinci oldum ve plaketimi rektörümüzden aldım.İşte o başarma duygusu bambaşka bir şey.Şuan ikincilik bursum ile fakülteye devam ediyorum.Ben o zamanlar o kadar çabalamasaydım , öğretmenlerimin emeklerinin , babamın beni okutmak için verdiği çabalarının karşılığını vermeseydim şuan burada bunları yazamazdım , çünkü tam olarak bir şeyi başarmış olmazdım. Lisedeyken biri çıkıp deseydi  " Bak Gizem sen bunları yaşayacaksın , ikinci olup fakültene devam edeceksin" , hayatta inanmazdım.Hiçbir zaman olmayacağına inandığım bir şeyi yaşadım ben.Bu benim için asıl başarı , kendi sınırlarımı aşıp , yapabileceklerimi gördüm.Kabuğumdan çıktım ve ilerledikçe ilerledim.Pes edip vazgeçersem neleri kaçıracağımı  , kalıp devam edersem neleri kazanacağımı gözümde canlandırdım.Kendi başarı hikayemi oluşturdum.Ve her zaman sevdiğim şeyi yapmaya çalıştım.Meslek seçimimde daldan dala atladım , muhasebeden sigortaya , sigortadan uluslararası ticarete ondan da öğretim görevlisi olmaya..Ve sonunda sevdiğim ve yapmak istediğim mesleği buldum.Buraya yazılacak daha çok şey var , belki bir gün yine karşılaşırız arkadaşım ! Sana şunları söyleyebilirim ki hayal kur , hayallerin için bir yerden başla , kendine güven , düştün mü kalkmasını bil , ilham al , geçmişten ders al ve ileriye bak !
Her şey gönlünce olsun.


Sevgiler