Merhaba üniversite adayı arkadaşım !
Biliyorum çok çalışıyorsun , her gün yüzlerce test
çözüyorsun ve bu süreçte stresli olabiliyorsun.Ben de bu yüzden sana ufak bir
katkım olsun diye yanındayım.Ben kim miyim ? Ben Gizem , Bahçeşehir
Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümü öğrencisiyim.Böyle
okurken ne güzel değil mi ? Ama ben buralara gelebilmek için çok bekledim , çok
çaba sarf ettim.Sana bu süreci anlatacağım ama ondan önce sana bahsetmek istediğim
başka bir konu daha var , başarı hikayeleri..
Bir çalışmaya başlamadan önce , pes etmek üzereyken ,
gücümüzün yetmeyeceğini düşünürken , yardım alma ihtiyacı duyarken , ilham
almak isterken başarı hikayelerine yöneliyoruz.Bill Gates , Steve Jobs , Mark
Zuckerberg gibi isimlerin başarı hikayelerini biliyoruzdur.Başarı hikayelerine
ilham almak için ihtiyaç duyarız. Çünkü hepimiz biliyoruz ki başarı kolay kolay
elde edilmiyor. Bu isimler ve daha fazla kişilerin başarı hikayelerini okurken
, dinlerken neleri yaptıklarını , hangi yolları izlediklerini , hangi engellere
takılıp bunlardan kurtulmak için hangi çözüm yollarını bulup başarılı sonuçlar
elde ettiklerini öğreniyoruz.Bunları öğrenmek insana güç veriyor ,onda "
ben de bir şeyler yapabilirim"duygusunu güçlendiriyor.Benim her zaman
aklımda olan ve ilham aldığım başarı
hikayeleri arasında Bethany Hamilton adında bir sörfçünün yaşadıkları var.Hayatı
hakkında bir biyografik film yapılmış , tam bir ilham kaynağı.Gençlik
yıllarında sörf yaparken köpek balığı tarafından kolu parçalanıyor.Buna rağmen sörfü
bırakmaya niyeti olmayan biri.En kolay seviyeden başlayıp tekrardan sörf yapmaya
başlıyor ve yarışmalara katılarak bugüne ismini yazdırıyor.İzlerken bir yandan
ağlayıp bir yandan ilham aldığım bir filmdi ama en önemlisi bir kişi yaptığı
şeyi seviyor ve ona tutkuyla bağlı ise ne olursa olsun pes etmemesi gerektiğini
öğrenmemdi.
Şimdi benim hikayeme gelirsek , ben üniversiteyi kazandıktan
sonra yaşamıma ve eğitimime sıfırdan başladım. Şunu açıkça söylemeliyim ki
geçmişte gerçekten tembel bir öğrenciydim.Tembelden kastım sadece dersler
konusunda değil , tüm yaşamımı içeren bir tembellikti.Bunun bana zarar
verdiğini geç de olsa tam zamanında anladım.Bizim zamanımızda OKS olan liseye
yerleştirme sınavında çok çok düşük bir puan alınca meslek lisesine gittim.Evet
genellikle herkesin ön yargı ile baktığı okullar var ya onlardan bir tanesi
diyebiliriz. Ortaokuldayken insanlarda öyle bir algı oluşturmuşum ve lisede
meslek lisesinde olduğum için insanlar o kadar negatif düşünmeye
başlamış ki benim okumayacağımı düşünenler vardı.Ama ben bu sıralarda
akıllandığım için okulun dışını önemsemeden eğitimime odaklandım ve derslerime
çok daha fazla önem verdim.Bu sıralarda dershaneye gitmek istedim.Kader ,
tesadüf ne denir bilemem ama gittiğim dershane birkaç ay sonra Uğur Dershanesi
oldu.Ben her dershaneye gidişimde Bahçeşehir Üniversitesi'nin koskocaman
fotoğrafını görüyordum ama dershanenin
üniversite ile bir bağının olduğunu bilmiyordum.O zamanlar araştırmacı yönüm biraz
zayıftı diyebilirim.12.sınıftayken biz meslek lisesi olduğumuz için staj yapmak
zorundaydık ve staj sürecini bize anlatan öğretmenimiz kendi ayaklarımızın
üzerinde durmamız gerektiğini söylemişti."Staj yerlerinizi siz araştırın ,
siz bulun , okuldan beklemeyin" demişti.Ben de o gün evime yakın olan şirketlerin
listesini çıkartıp başvurularımı yapmaya başlamıştım.Muhasebe yapmayacağımı
biliyordum çünkü yapmak istediğim meslek tam olarak o değildi ve sigorta
şirketlerine stajyerlik başvurularımı yapmıştım. Bir gün , mülakat için
çağırdılar ve orada liseden birkaç arkadaşımı daha gördüm.Mülakatta referanslar
hakkında konuşurken ben kimseyi tanımadığım için ve diğer arkadaşlarımın
referanslarının olduğunu öğrenince küçük bir çöküş yaşamış ve dışarıda ağlamaya
başlamıştım.Ama orada karşılaştığım kişiler bunun sorun olmadığını söyleyince
kendime gelmiştim.Mülakat sırasında " kariyer mi para mı ? " gibi bir
tartışma konusu vardı.Karşı taraf sesimi bastırmaya çalıştıkça ben de sesimi
bir tık daha yükseltip onu bastırmaya çalışmıştım.Sonucunda en iyi şirketlerin birinde
stajyer olmuştum ki burası benim hayatımı değiştirdiğim en önemli yerlerden
biri oldu.Farklı farklı insanlar gördüm , onların yaptıklarını izledim , ilham
aldım.Üniversiteleri araştırmak için çok geç kalsam da şirketin merdiveninde
oturup okulları aradım.(Bilgi aldığım defter hala duruyor.4 senedir:)) O kadar
okul araştırdım ama sadece Bahçeşehir'e geldim.Geliş hikayem de biraz
farklı.Ailem yakın yerler dışında diğer yerlere tek başıma gitmeme izin
vermiyorlardı ve bir sabah Kadıköy'e gidiyorum diye aslında Beşiktaş'a
gelmiştim.Ama tabii bunu kimseye öneremem.Ben kendime güvendiğim için tek
başıma gitmiştim zaten okula varınca da anneme haber vermiştim..Üniversiteye
ilk adım attığımda , o havayı ilk soluduğumda bu okulun benim okulum olmasını
gerçekten çok istedim.O kadar çok istemişim ki gerçekten de oldu :) Ama tercih
dönemi zamanı hayatımın en stresli zamanıydı.Bir yandan kazanamayacağım korkusu
, bir yandan babamın eve yakın olsun diye başka bir okulu yazmamı istemesi bende
baya bir stres yapmıştı.Bugünkü başarımı Kaş Uğur Dershanesindeki bayan
öğretmene borçluyum.Karışık olan aklımın netleşmesinde onun emeği çok
büyük.Tercih dönemimde en büyük desteği ondan aldım diyebilirim , hem de tek
bir sözü ile. " Hangi bölümü , hangi okulu istiyorsan onu başa
yaz"...Bu sözü ile tercihlerimi(hepsi meslekyüksek okulu- 2 yıllık
okul) sil baştan yeniden düzenledim ve
BAU'yu en başa yazdım.(Ve şundan eminim ki ben bunu yapmasaydım ve istemediğim
bir okulu kazansaydım , şimdi bu kadar mutlu ve umutlu öğrenci olamazdım.)Sonrasında
stresimi atmak için kendime bir defter aldım ve o süreçte yaşadıklarımı ,
üniversiteyi kazanırsam neleri yapmak istediğimi kısacası güzel olan ne varsa yazdım.Bazen
günlerce uyumadım , hiçbir şey yemek istemedim ve uyuyakaldığım bir gün
sonuçların açıklandığını öğrendim.Sevinçten ne yapacağımı bilmiyordum ama o gün
annemin gözünde o sevinci , o ışıltıyı gördüm.Bunca zaman bir adım geride
kalmış bir öğrenci için iki yıllık bile olsa kazanılan okul çok önemli.Meslek yüksekokulunda
hayatıma , eğitimime sıfırdan bir başlangıç yaptım.Araştırmacı yönümü
güçlendirdim , hayat boyu öğrenme ilkesini benimsedim , başkalarına yardım etmeye
başladım , kendimi geliştirdim , güldüm , ağladım , hayatı öğrendim.Bazen
talihsiz şeyler yaşadım mesela ön dişim kökten kırıkken kürsüye çıkıp sunum
yaptım.Ve buna kimse çıkıp sunumlarını yapmadıkları için gönüllü olmuştum.Salondaki
kahkaha sesleri beni yıldırmadı.Ben en büyük sınavlarımı Meslek yüksekokulunda
verdim , çok çalıştım , öğretmenlerimin emeklerinin karşılığını verdim.Meslek
yüksekokulunda okurken derslerime çok fazla önem verdiğimden arkadaşlarım
tarafından alay konusu bile oldum diyebilirim.Onlar hiçbir zaman beni
anlamadılar , anlamayacaklar , gülüp geçtiler hâla da devam ediyorlar.Ama mezun
olurken ben ikinci oldum ve plaketimi rektörümüzden aldım.İşte o başarma
duygusu bambaşka bir şey.Şuan ikincilik bursum ile fakülteye devam ediyorum.Ben
o zamanlar o kadar çabalamasaydım , öğretmenlerimin emeklerinin , babamın beni
okutmak için verdiği çabalarının karşılığını vermeseydim şuan burada bunları
yazamazdım , çünkü tam olarak bir şeyi başarmış olmazdım. Lisedeyken biri çıkıp
deseydi " Bak Gizem sen bunları
yaşayacaksın , ikinci olup fakültene devam edeceksin" , hayatta
inanmazdım.Hiçbir zaman olmayacağına inandığım bir şeyi yaşadım ben.Bu benim
için asıl başarı , kendi sınırlarımı aşıp , yapabileceklerimi gördüm.Kabuğumdan
çıktım ve ilerledikçe ilerledim.Pes edip vazgeçersem neleri kaçıracağımı , kalıp devam edersem neleri kazanacağımı
gözümde canlandırdım.Kendi başarı hikayemi oluşturdum.Ve her zaman sevdiğim
şeyi yapmaya çalıştım.Meslek seçimimde daldan dala atladım , muhasebeden
sigortaya , sigortadan uluslararası ticarete ondan da öğretim görevlisi olmaya..Ve
sonunda sevdiğim ve yapmak istediğim mesleği buldum.Buraya yazılacak daha çok
şey var , belki bir gün yine karşılaşırız arkadaşım ! Sana şunları
söyleyebilirim ki hayal kur , hayallerin için bir yerden başla , kendine güven
, düştün mü kalkmasını bil , ilham al , geçmişten ders al ve ileriye bak !
Her şey gönlünce olsun.
Sevgiler