27 Eylül 2015 Pazar

Ödev psikolojisi



    Ödev ,  4 harf tek kelime olmasına rağmen biz öğrenciler için çok büyük bir şey olarak algılanıyor. Ödev denilince hep bir can sıkıntısı , bıkkınlık hissi oluşuyor. Bu düşünce ilkokuldan üniversiteye kadar da sürüyor.Peki ödeve karşı neden böyleyiz ? Bu kelimeye karşı olumsuz bir algı oluşmuş.Ama şahsi görüşlerimi sizinle paylaşmak isterim.

Ödevin öğrenciler tarafından benimsenmesi için ilk olarak kendilerini tanımaları , hayat amaçlarını bilmeleri , hayallerini düşünüp, olayları doğru tartmaları gerekiyor.  “Ben ne yapıyorum ? , Ne istiyorum ? “ gibi soruları kendilerine sormaları gerekiyor.Amacını doğru belirleyen bir birey sorumluluklarını da bilir.Sorumluluklarını bilen öğrenci de ödevi ödev olarak değil , hayatı olarak görür.Günü kurtarmak için kopyala yapıştır bir ödev yapmaz , elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır , son güne bırakmaz.

Ödev,  zorunlu gibi görünen ama sevgi ile yapılan bir şeydir.(Benim açımdan)

Asıl hatayı , ödevi zorunlu olarak görüp düşüncelerimizi ona göre şekillendirerek yapıyoruz.Ama bu noktada bilinçlendirilmek de önemli.Şuan kaç milyon öğrenci ödevi zorunlu olarak görüyor ve ezbere, isteksizce yapıyorlardır ve bunun sonucunun hayatlarını nasıl etkileyeceğini tam olarak bilemiyorlardır.Çünkü ödeve ve derslere değil , okula gelip arkadaşlarıyla vakit geçirmeye odaklanıyorlar.Halbuki , ödevlerini severek ve isteyerek yapsalar , bunun sosyal medyadan ya da dizilerden daha önemli olduğunu anlasalar çok daha iyi olmaz mı ? Bu bilinçlendirilme çok önemli.Çünkü çocuğa doğru ya da yanlış olanı öğretmekten ziyade , yapmadıkları için kızıyoruz.Peki bu çocuk niye yapmıyor ? Daha erken yaşlarda o öğrenci ile sevgi dolu , akıl vermekten ziyade tavsiye niteliğinde bir sohbet edilebilse o çocuk daha mutlu bir öğrenci olabilir.

 Bir ödev , başarı merdiveninde bir adım daha atmaktır.O merdiven de kolayca çıkılmıyor. Azim , öz güven , hayaller ve daha fazlası şart.Bunlar için de sorumlulukların yerine getirilmeleri gerek ama zorunlu olarak değil , severek ve isteyerek.Zaten hayal gücünüzü kullandınız mı ödev ödevlikten çıkar , bundan emin olun.Çünkü bizim sistemimizde hayal etmek yoktur ama ödevler vardır.Öğrenci okul , ders , ödev , sınav dörtlüsünü her gün gördüğü  ve zorunlu olarak hissettiği için bıkar ve hayal etmeyi bile unutur.Unuttururlar.O yüzden siz siz olun , hayal kurun , onlardan vazgeçmeyin ve oluncaya kadar ilerlemeye , çalışmaya gayret edin.

 Bir de öğrencilerin aklında olan diğer konu => Bu öğrendiklerimiz hayatımızda ne işe yarayacak ?
      
Açıkçası bunun cevabını ben de tam olarak bilmiyorum.Bizleri elemek için gerekli olan bir sistem olarak düşünüyorum.Ama derslerde öğrendiklerimiz illaki hayatta karşımıza çıkıyor.Anne ve babalarınıza sorabilirsiniz.En basitinden ; anneniz yemek yaparken ne kadar malzeme koyacağını bilir ,  sıcaklık soğukluk derecesini iyi hesaplar.Babanız maddi durumunuzu hesaplarken matematik kullanır.Şemalar çizilir bir bakmışsınız geometriye bile girmişsiniz. Diğer dersler de aynı şekilde.Mesela yabancı dili siz ezber yaparsanız yandınız.Çünkü çalışma hayatınızdaki en büyük gerekliliklerden biri ve birden fazla istiyorlar.


Uzun lafın kısası , bu hayatta iyi yerlere gelmek istiyorsanız ipleri daha erken iken elinize alacaksınız ve çalışacaksınız.Yok efendim torpil yapıyorlar , yok bizim ülkede bir şey olmaz demeyin.Öğrenci arkadaşlarımız her şeye rağmen pozitif olsunlar ve bu önemli yıllarını oturarak , tembellik yaparak geçirmesinler.

Sevgilerimle

                                                              Bol Bol Sevgi İle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder