16 Aralık 2016 Cuma

Hi guys ! This is last blog topic !

Hi guys ! Today  ı m writing the last blog and ı m very excited because ı met you via this Twitter account and blog page.I wrote everthing which ı had ideas.I know ı m not  professional but ı really like what ı have experiments.
Anyways today's subject is , never give up.You can have ideas , dreams , targets etc. and when you talk about them , somebody can discourage you.I recommend that listen them but don't change your thinking bacause of them.Never let that they limit your life.Sometimes people say about your ideas ' it is nothing , it s very small and easy' PLEASE DON'T WORRY.Just think about how you can improve them.I have been trying since 2012 and today ı reach you.It wasn't easy and ı faced many problems but ı didn't give up and today ı m here , ı m with you.
Yes ı wanted to write in English and ı know my English is not well although ı m a International Trade student.If you read my other writing you must have idea about myself and know what ı did come to here.
Evet arkadaşlar bugün bir değişiklik olsun istedim ve çat pat İngilizcemle böyle kısa yazı yazmak istedim.Bu yazı  bu senenin son blog yazısı.O yüzden hatırlatıcı olsun diye şunları yazmak istiyorum.Düşündüğünüz , planladığınız , yapmak istedikleriniz ve hayalleriniz her ne ise lütfen ama lütfen yapın onları.Başkalarının umudunuzu kırmalarına izin vermeyin.Yapmak istediklerinizi başkalarına söylediğinizde illa ki biri çıkıp diyecek ki , bu olmamış, bu fikir para getirmez , bu işe yaramayabilir vs vs vs umudunuzu kırıcı şeyler diyebilirler işte o zaman eskisinden daha çok kendinizden emin olun ve eksiklerinizi düşünüp kendinizi yenileyin kendinizi ve düşündüklerinizi geliştirin.Bilmem kaç yüz kişiyiz ama çoğunluğu öylesine takip edenler , takipçi sayıları artsın yeter ki diye düşünüyorlar dimi :) Bunca zaman yazılarımı okuyan arkadaşlarıma , mesaj atanlara çok ama çok teşekkür ediyorum çünkü asıl yardımlaşma , asıl beklenen değer ve samimiyet bu.Ben bunları bekledim.Benim tek yapmak istediğim sizlere ulaşmak , üniversite ve lise tecrübelerimi paylaşıp sizin de o hataları yapmamanızı bir nebze de olsa sağlamak ve daha pozitif öğrenci olmanızı sağlamayı istemekti.Bunu da başardığımı düşünüyorum.O yüzden de İstanbul'da olan arkadaşlarla cidden tanışmak ve onların da hikayelerini dinlemeyi çok istiyorum.Siz beni çok dinlediniz şimdi sıra bende ! Bu senenin son yazısında diyeceğim şudur ki , geçmişe takılı kalmayın ve her gün kendinizi ve düşüncelerinizi nasıl geliştirebilirsiniz onları düşünün. Hayallerinizi çok fazla kişiye anlatmayın ve kötü eleştiriler aldığınızda üzülmek yerine kararlılığınızı konuşturun.

Sevgiler
Gizem

13 Aralık 2016 Salı

Ertelemek ? Bir daha ASLA !

Merhabalarrrrr !

 Yazıya nasıl başlasam nasıl başlasam diye düşünüp durdum ama direkt konuya atlıyorum.Bir şeye başlamak için , yenilenmek için , spora başlamak için , ders çalışmak için , yabancı dil öğrenmek için şunu bunu yapmak için neden illa hafta sonunu ya da Pazartesi'yi bekliyoruz ben hâla bunu anlamaya çalışıyorum.Abartmıyorum , okullar açıldığından beri her Cumartesi ve Pazartesi spora ve sağlıklı beslenmeye başlıyorum geri dönüşü yok diyorum sonra Pazartesi akşamı gelsin karbonhidratlar , yağlar moduna geçiyorum.Neden neden neden kendime hakim olamıyorum ? Benim sorumun cevabı çok kolay çünkü sabahın beş buçuğunda uyanıp akşamın dokuzunda eve geliyorum eee hâliyle gücüm kalmıyor , hafta sonu kendime verdiğim sözlerin yerinde rüzgarlar esiyor.Yok yani yok bir tanesi bile kalmıyor.Sonra bir de ders çalışma mevzusu var.Ben yıllardır Ekonomi ve Muhasebe okuyorum ve evet bu konularda az çok fikir sahibi olayım ama dimi ? Ama ben durumu fazlaca abartarak yaparım ben ya diyerek sınava çalışmamı sona bıraktığım için Kafamı hangi duvarlara vurayım  , duvar getirin bana demeye başladım.Ertelemenin kötü olduğunu bildiğimiz hâlde , sonra yaparım dedikten sonra o sonranın bir türlü gelmemesi ya da geç gelmesinden dolayı sonucun başarısız olmasına neden olduğunu bildiğimiz hâlde neden ama neden erteliyoruz sonraya bırakıyoruz.Bunu düşünecek uzun bir minibüs , otobüs ve vapur yolculuğum sonucunda karar verdim artık zamanımı çok daha iyi hatta baya baya iyi kullanmaya başlayacağım.Bunu da sizinle paylaşıyorum hem hepimize bir motivasyon olur hem de yine cayarsam beni dürtün beni cimcikleyin bana ertelemenin pişmanlık olduğunu hatırlatın. Şaka bir yana ertelemenin bu kadar kötü sonuçlar vereceğini hiç bu kadar düşünmemiştim.Ertelediğim zamanlar geri gelmeyecek ve KEŞKE kelimesi de bana acıdan ve sinir stresten başka bir şey kazandırmayacak.O yüzden yeter artıkınnn.Artık silkelenme vaktidir , artık zamanı iyi kullanma vaktidir , artık seni sen yapan şeyleri bulmanın keşfetmenin vaktidir , artık istediklerini yapman için fırsatlara kapı aralamanın vaktidir , artık saçmalıkları bir kenara itip sana iyi gelecekleri yapmanın vaktidir.Hemen , şimdiye kadar ne kadar sağlıksız şeyler yediysen onlarla konuş ve artık onları yemeyeceğini , sana zarar verdiklerini söyle kendine de ne kadar değerli olduğunu söyle.Kendine spora başlayacağına dair söz ver , ama bak ne diyorum kendine.Ders mi çalışman gerekiyor gece çok mu geç oldu olsun en azından iki sayfa bile çalışsan kârdır.
Konudan konuya atlamanın sırası geldi diye düşünüyorum.Tamam çok da uzaklaşmıyoruz konudan sadece şunu yazmak istiyorum.Başarmak istiyorsanız fedakarlıklarda bulunacaksınız.Bazı şeylerden vazgeçeceksiniz mesele uykunuzdan , mesela hafta sonları gezmelerinizden , mesela kıyafete harcadığınız paralardan , mesela mesela mesela.Emek harcanmadan sınavı kazanabilir miyiz sizce ? Valla ben bunun imkansız olduğunu kendi yaşadığımdan gördüm.Bir ilk yapıp fedakarlık yapmayayım dedim , hepsini bir arada yaparım dedim ama öyle olmuyormuş zaman yetmiyormuş o yüzden hangi şey sizin için önemliyse onu seçiyorsunuz ve diğerlerini azaltıyorsunuz , bekletiyorsunuz ya da vazgeçiyorsunuz.Ve başarmanın çok da kolay olmadığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.Mesela Unirehberlik , ben size ulaşmak için , bu yazdıklarımı okumanızı sağlamak için o kadar çok bekledim ve o kadar çaba saf ettim ki.Ben yazmaya 2012 yılında başladım ve şimdi son bir-iki yıldır belki de en etkili şekilde yazdıklarımı paylaşıyorum sizler de okuyorsunuz.Yazılarımı okuyanlara ve güvenle , samimiyetle geri bildirimlerde bulunan arkadaşlarıma çokkkkkk ama çokkkk teşekkür ediyorum.Çünkü ben burada aslında sizler için uğraşıyorum yani aslında aklımdakiler tam olsaydı çok daha iyi olurdu ama olsun ben sizin için yazıyorum bunları.Çünkü görüyorum , ben 2012'de liseden mezun oldum ve bazı öğrenci tipleri mi desem türleri mi desem ne desem doğru kelimeyi bulamadım ama ben nasıl bıraktıysam okulu , yıllar geçse de öğrenciler değişse de o akıllardaki olumsuz algılar yüzünden öğrenciler yine aynı duygularla okuyorlar ve sonucunda da sizce bırakın ülkeyi kendilerine yeterli olabiliyorlar mı ? Ben burada sadece size kendinizin ne kadar değerli olduğunu göstermeyi ve yaşadıklarımdan yola çıkarak aldığım dersleri sizlerle paylaşarak fikir alışverişi yardımlaşma gibi bir şey yapıyorum...

Kısacası bu akşamki yazınınEr özeti artık yapmak istediklerimizi , çalışmalarımızı , işlerimizi , derslerimizi , ödevlerimizi artık ne varsa onları ertelemiyoruz.Dün geçmişte kaldı , dünü düşünerek hiçbir şeyi değiştiremezsiniz aksine geçmişteki tembelliklerinizi düşünerek daha strese girebilirsiniz.Dünün tembelliklerini , ertelemelerini düşünerek bugünün güzelliklerini görmezden gelmeyin , bugünün verimli saatlerini geçmişte yapmış olduğunuz hataları düşünerek geçirmeyin. , yeniliklere yer açarak geçirin.

Yazıyı beğendiyseniz Twitter'da son yazdığım Profile de sabit olan yazımı beğenebilir ya da yorum yazabilirsiniz , yeter ki okuduğunuzu anlayayım ve size daha çok yardımcı olabileyim.
Sevgiler
Gizem

11 Aralık 2016 Pazar

Sevgili kız arkadaşlarım !

Sevgili kız arkadaşlarım !
Bu yazıyı sadece bize hitap etmek istiyorum.Geçenlerde hem derste bu konuya denk geldiğimiz için hem de konferanslardan oradan buradan tanıştığım insanların çoğunun erkek olmasından dolayı şu düşünce aklımda çok dolaşır oldu ; Bayan çalışan sayımız çok az.
Bunu  şöyle bir geri bir ileri giderek düşünmeye başladım.İlkokul ortaokul lise yıllarımızı hatırlayalım , en baba genelleme vardır kızlar erkeklerden daha çalışkan , kızlar ödevlerini erkeklerden daha iyi ve zamanında yapıyor.Eğitim yıllarımızda böyle olan bizler iş hayatında neden geri plana itiliyoruz ve sadece erkekler o konu her neyse onlar daha iyi yapacaklarmış gibi düşünülüyor ? Neden engelleniyoruz ? Neden başaramazlar ,yapamazlar deniliyor ? Bir diğer şey de şu ; bu erkekleri de kadınlar doğuruyor , onları büyütüyorlar , en zor zamanlarında yanlarında oluyorlar , destek çıkıyorlar , yemeklerini yapıp arkalarını topluyorlar ama iş hayatına gelince ben senden daha güçlüyüm mü oluyor ? Olmasın lütfen !
Sevgili kız arkadaşlarım , biz bu kadar çırpınıp çabalarken atamayız bir kenara çekilemeyiz.Çok daha fazla çalışıp kadınların çalışma hayatındaki yüzdeyi artırmalıyız.Kendimize güvenmeliyiz ! Biz ki yemek yapıyoruz , ev bakıyoruz , çocuklarla ilgileniyoruz , o marketten bu markete poşet poşet ağırlıklar taşıyoruz , bu kadar da okuyoruz okul bitti mi mesleğinizi yapmamazlık etmeyin ! Hatta mezun olduktan sonra kendinizi daha da geliştirin.Kendi ekonomik gücünüzü her zaman elinizde tutun.Karamsar olmayın.Geçmişi değil ileriyi düşünün.Anaç duygularımız ön planda olduğu için daha bir feminen davranabiliriz ama bu işleri daha da önemsememizi sağlamıyor mu aslında ? Daha çok umursamıyor muyuz ? Hadi gösterelim gücümüzü !

Sevgiler
G

30 Kasım 2016 Çarşamba

Yabancı dil çalışma yöntemleri

Kısa bir Yabancı Dil öğrenme yazısı olacak ve bu yüzden madde madde yazmak istiyorum.Aslında ara ara yazdıklarımın içerisinde de vardı bu konular ama tekrarlamakta fayda var :)


  • Arkadaşlar yabancı dil nankördür ve eğer siz onun elini bırakırsanız arkasına hiçç bakmaz , direkt uzaklaşır. Bu nedenle kendinize alışkanlık edinin ve nerede olursanız olun , çalışmaktan , okumaktan vazgeçmeyin.
  • Yabancı dili o dilin geçerli olduğu ülkede konuşarak geliştirebilirsiniz.Eğer uluslararası öğrencilerin olduğu bir üniversitedeyseniz bu da sizin için iyi olacaktır.Ama hem Türkçe hem yabancı dil olunca , zorlanıyorsunuz ve kolayınıza geliyor diye konuşmalarda Türkçe'yi kullanıyorsunuz , bu yüzden de "anlıyorum ama konuşamıyorum" olayı gerçekleşiyor.Ev yaşantınız ne kadar Türkçe olursa olsun , üniversite ve dış çevre aktivitelerinde yabancı dili kullanmanızı öneririm.
  • Kelimeleri yabancı anlamlarıyla öğrenmeye çalışın.Eğer çok çok zorlanırsanız Türkçe anlamlarına bakın.Ayrıca yabancı kelime öğrenirken sadece o kelimenin anlamına bakmayın , eş anlamlısına , zıt anlamlısına çalışın, sıfat-isim-zamir hâllerini de öğrenin.
  • Öğrendiğiniz kelimeleri mutlaka cümle içinde kullanın , yoksa hemen uçar aklınızdan.
  • Sesinizi kaydedin , dinleyin , hatalarınızı fark edin ve düzeltin.
  • Küçücük ufacık not defterleri var , tam da yabancı kelime çalışmak için.Atın çantanıza , aklınıza geldiğinde , trafikte , canınız sıkıldığında açın okuyun.
  • Yabancı diziler , filmler ve şarkılar artık çok bilindik aklımızda olan şeyler zaten :)
  • Şunu söylemek istiyorum yabancılar da dillerini çok çok iyi kullanamıyorlar , grammerlerine çok çok dikkat etmiyorlar.O yüzden kendinizi çok kasmayın.
  • Speaking sınavlarınızda evinize ceviz , silgi , anahtarlık yani artık neyi çok seviyorsanız onu elinize alın.Ben ceviz kullanırdım mesela.
  • Zorlandığım kelimeleri yapışkanlı kağıtlara yazıp , başucumdaki duvara yapıştırıyordum her gün gözümün önünde dursunlar diye :) 
Bunlar benim hazırlıkta yaptığım çalışmalardan kısa kısa örneklerdi , aslında hepimizin bildiği ama yapmakta zorlandığımız şeyler.Umarım işinize yarar :)

Sevgiler 
Gizem 

24 Ekim 2016 Pazartesi

Kendini Hatırla !

Yoğun çalışmaktan unuttuğumuz ne çok şey var ! Bazen bir şey yapmaya karar verirsin , hatta birçok şeye başlamak istersin.Heveslenirsin , isteğin vardır ,enerjin tavan  yapmıştır çünkü sevdiğin,istediğin bir şeyi yapacaksındır.Tam güzel güzel başlamışken araya başka şeylerin girmesi onu yapmanı unutturur sana.Kendini bile unutursun.Vapura yetişmek için güzelim gökyüzüne bakmadan öylece çeker gidersin , çünkü aklında sadece vapura yetişmek vardır.Geçenlerde mesela hava yağmurluydu ve ben yine vapura yetişmeye çalışıyordum.O sırada insanlar gökyüzünü çekiyorlardı.Dedim kendi kendime acaba çok mu enteresan bir şey var havada yoksa bu kadar insan yağmurlu havayı İnstagram’da mı yayınlayacaklar ? Sonra ben de bir bakıyım dedim ve çok tatlı bir gökkuşağının olduğunu fark ettim.İçimi ferahlattı , gülümsememi sağladı..Buradan şunu da çıkartabiliriz , küçük şeylerle mutlu olmayı bilin J Yoğun çalışma temposunu sevdiğim ve alıştığım hâlde bu yıl kendimi o kadar çok ikinci plana atarak devam ettim ki artık yavaş yavaş beynimden alevler çıkmaya başlayacakmış gibi hissettim.Bunu ilk başlarda anlayamıyorsunuz , belki aklınızdaki düşünceleri unutmak için çok çalışıyorsunuz belki çalışmayı çok seviyorsunuz ama fazla yoğun tempoda artık beyniniz yavaş yavaş diyor ki size sen hele bir dur,bir yavaşla ,bir nefes al ,mola ver artık.Bunun üztüne zamanı iyi kullanamayıp  bir de artık canımız sıkıldığı için uydurduğumuz mazeretlerimiz “Zamanım hiç yok “ dememize neden oluyor.Benim zamanım var mı ? 3 günüm sabah erken saatte uyanıp akşam eve gelmekle geçiyor.Bu saatlerin içinde hayalimi gerçekleştirmek için ihtiyacım olan saatler var , ders çalışmam için gereken saatler..Ama bir noktada o kadar çok bunalıyorsunuz ki hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz ta ki kendinizi hatırlayıncaya kadar.O zaman yapmak istedikleriniz gözünüzün önünden geçiyor hatta şarkı dinlerken kurduğunuz hayallerinizin içinde yapmak istediğiniz projenin ayrıntılarını çizebiliyorsunuz.Kendinizi hatırladığınızda gülümsüyorsunuz gülümsediğinizde çok çok çok daha fazla pozitif oluyorsunuz.Kendiniz oluyorsunuz ! Yarıda bıraktığınız ne varsa tamamlamak istiyorsunuz.Belki daha çılgın şeyler yapıyorsunuz.! Neden mi ? Çünkü geçen zaman içinde neler yaşadığınızı , nasıl olduğunuzu , nasıl hissettiğinizi biliyorsunuz ve bunu artık geçmişteki anılar olarak adlandırıp yenilerine yer açmayı istiyorsunuz Ben mesela ,  haftalar sonra buraya bir şeyler yazmak o kadar iyi geldi ki ! Eskiden giydiğim kıyafetleri , küpeleri , yüzükleri tekrar takmak beni o kadar çok ben yaptı ki ! Yoğun çalışma temposu bana kendimizin ne kadar değerli olduğunu hatırlattı.Rutine takılıp neler kaçırdığımızı hatırlattı.Yapmak istediklerimi ertelemeden yapabileceğimi hatırlattı ! Hadi bugün güzel bir başlangıç yapalım !  
Yazımı önceden yazdığım şu cümlelerle bitirmek istiyorum. Her başlangıçta kaç kez kendimize söz veriyoruz ? Kaçını yapıyoruz , kaçını erteliyoruz ? Mâdem başlangıç diyoruz o hâlde ertelemeyeceğiz hayatı !

Sevgiler
Gizem 

15 Eylül 2016 Perşembe

Yeni Başlangıçların Şerefine

Sevgili arkadaşlarım hepinize merhaba , bugünün yazısı Yeni Başlangıçlara olsun ! :)

Yeni başlangıçların şerefine kendinizi eskisinden daha fazla sevin !

Erteleyerek hayatınızı geçiştirmeyin , anı yaşayın !

Yeni başlangıçların şerefine eski anıları , kötü anıları kabullenip onları bir rafa kaldırıp yenilerine yer açalım !

Yeniliklerin şerefine sevin , gülümseyin , eskisinden daha fazla gülümseyin.

Dip köşe temizliği yapın , hem evinizi , hem bedeninizi hem de ruhunuzu arındırın !

Şükredin !

Yardım edin , yardımlaşın , paylaşın !

Yeni başlangıçların şerefine kendinize güzel , motivasyon artırıcı , mutluluk veren bir defter alın ve yapılacaklar listesi yapın !

Yeniliklerin şerefine , yapmak istediğinizi her şeyi yapmayı çalışın !

Yapmadığınız için mi pişman olmak isterdiniz yoksa yaptıklarınız için mi ? Bunu bir düşünün derim.

Yeni başlangıçların şerefine hiç denemediğiniz , yapmayı istediğiniz şeyleri yapın ! (Size yararlı ve doğru gelenler :) )

Yeni başlangıçların şerefine kendinizi yeniliklere açık tutun :)

Bunları kendiniz için yazmak , daha da uzun yazmak sizin elinizde ! Yeni bir aya girdik daha dün gibiydi Eylül'ün gelişi , şimdi ortasına geldik.Yeni bir haftaya başlayacağız , yeni bir güne de.. Aslında yeniden başlamak için Pazartesi'yi ya  da hafta sonunu beklemeye gerek yok.Önemli olan her an , istediğimiz an başlayabilmek , yeniliklere açık olabilmek , yeni başlangıçlara başlayabilmek.

Haydi yeni başlangıçlara !

Sevgiler
G

10 Eylül 2016 Cumartesi

Üniversiteye başlayanlara ufak tavsiyeler no13465 :)

Herkese tekrardan merhabalar arkadaşlar !

Üniversitelerin başlamasına az bir süre kala sizinle ufak tefek bir şeyler daha paylaşmak istedim.Aslında bunları hepimiz biliyoruz ama hatırlatmakta fayda var :)
Size ilk tavsiyem kendinize güzelinden bir detox suyu hazırlamanız.Bunu ben okulun ilk günü ve hafta başlangıçlarında çok yapıyorum.Kendimi arınmış ve mutlu hissediyorum.
Yapması da çok kolay ; su dolu şişenin içine limon , maydanoz ve zencefil ekliyorsunuz , Hadi size afiyet olsun ! :)

Resim yazısı ekle
Twitter sayesinde tanıştığım ve benim okuduğum okulu kazanan bir arkadaşım oldu.Geçenlerde de şunu yazdı bana , abla ben hazırlığa başlayacağım bana tavsiyeler verebilir misin , hiçbir şey bilmiyorum gibisinden bir mesaj atmış.Ben de üzgün olduğumu söyleyip yardım edemedim nedenini de ona söyledim.Ben okulla ilgili  her şeyi ona söylersem olayın büyüsü , eğlencesi , gizeminin bozulacağını söyledim.Çünkü gerçekten de öyle oluyor.Siz deneme yanılma yoluyla bir şeyleri bulduğunuzda daha mutlu oluyorsunuz , bir şeyleri kendi başınıza başardığınıza tanık oluyorsunuz.İlk önce sizin araştırmanız lazım, sonra birilerine sormanız lazım.Yoksa ben her zaman ona yardım ederim ama ilk olarak onun bir şeyleri bulması lazım. :) Ben okuldaki kütüphanemsi odayı bulabilmek için baya bir çaba sarf etmiştim mesela :)

Gözlemlediğim kadarıyla hepiniz atılgan , girişken öğrencilersiniz ama aralarınızda da heyecanlı olanlar yok değil :)
Okulun ilk günü ne yapmalıyım ? Neler önerirsin diye soranlar da var.Arkadaşlar doğal olun kendiniz olun.Bununla ilgili çok fazla vine var dimi :) Hhaha doğal davran derken daha enteresan davrananlar gözümde canlandı. :) Ama siz ne olursa olsun stressiz olmaya çalışın.Heyecan tabii ki de olacak , belki ayağınız takılacak , belki konuşurken çok garip bir ses çıkacak yani o heyecanla her şey olabilir.Ama siz kendiniz olmaktan ve derin nefes almaktan vazgeçmeyin.Stres azaltıcı yiyecekler yiyin mesela.Ben genelde süt içiyorum ama sizi bilemem tabii.

Not defteri , günlük tutmanızı size sınav döneminden beri söylüyorum.Madem artık üniversite öğrencisi de oldunuz o zaman tamamdır defteriniz mutlaka olsun.Buraya özellikle güzel anılarınızı , neler yapmak istiyorsanız onları yazın.Negatif olanları mümkün olduğunca defterinizden uzak tutun.

Yabancı dil nankördür arkadaşlar bir bıraktınız mı size dönmesi çok zordur o yüzden çalışmayı ve pratik yapmayı bırakmayın.

Meraklı oldun.Çok meraklı olmak iyi değildir derler ve ben de sanki bu söze inat çokkkkk fazla meraklıyımdır.Herkese de tavsiye ederim tabii çok fazla da abartmamakta fayda var. :)

Ders dışı aktivitelere de mutlaka katılmanızı öneririm.Ben ilk 3 yılımda sadece derslerime odaklanmıştım ama bunun bir hata olduğunu araya sosyal hayatı da eklemem gerektiğini çok geç fark ettim.Ama siz siz olun hem derslerinizin üzerine düşün hem de sosyal hayatınızı yaşamaya bakınn.

Geleceğiniz ve hayalleriniz için para biriktirin.Ne kadar biriktirdiğiniz değil de ne zamandır biriktirdiğiniz önemli.Çünkü bu alışkanlığınıza sadık kalmak göründüğü kadar kolay değil. :)

Son maddede de şunu söylemek istiyorum , bulduğunuz park bahçe hangisi varsa sabahları alın termosunuzda çayınızı kitabınızı müziğinizi ve piknik örtünüzü oturun çimenlere ve kitap okumanın tadını çıkarın.Okurken mutlu olun.Dış etkenlerden dolayı eğitim hayatınızı mahvetmeyin.


Sevgiler
G